Her şeyden önce bir soru sormak istiyorum. Bir rokete binip dünyanın başka bir ucuna yolculuk etme fikrine nasıl bakarsınız? Üstelik uzaya çıkıp Dünya’nın bir alt yörüngesinde saatte 28 bin km hızla bir süre de uzay yolculuğu yapacaksınız. İnsan bir kez daha düşünüyor, ister istemez.
Sputnik’in 4 Ekim 1957’de, 60 yıl kadar önce uzaya gönderilmesiyle ABD ve Rusya arasında başlayan uzay yarışından sonra yeni bir uzay yarışının başında olabiliriz. Ancak bu defa bu yarışın devletler arasında değil şirketler arasında olacağı rahatlıkla öngörülebilir. Uzun süredir uzay turizmi, uzay taşımacılığı ve uzay madeni gibi alanlarda araştırma geliştirme çalışmaları yürüten, NASA gibi uzay ajanslarına hizmetler sunan şirketler mevcut. Aralarında en bilineni zamanımızın dahisi olarak görülen ünlü girişimci Elon Musk’ın CEO’su olduğu SpaceX şirketidir. SpaceX yani Uzay Keşif Teknolojileri şirketi 2002 yılında 120 milyon dolarlık bir yatırımla kuruldu. Elon Musk tarafından Mars’ı kolonileştirilmek amacıyla uzay taşımacılığının mevcut maliyetini düşürmek hedefiyle kuruldu. Bu hedef doğrultusunda Falcon roketleri, Dragon uzay aracı geliştirilmeye devam ediyor. Özel sektörün inşa ettiği ve yörüngeye ulaştırdığı ilk sıvı yakıtlı roket yani Falcon 1’in üreticisi olan SpaceX Dragon uzay aracıyla bir uzay aracını uzaya fırlatan, bir yörüngeye sokan ve geri yeryüzüne bu uzay aracını başarılı bir şekilde getirmeyi başardı. Bunun dışında Dragon uzay aracı ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na teslimat yapan ilk özel şirket oldu.
SpaceX uzayda var olmaya çalışan tek şirket değil [1]. Cygnus insansız uzay aracını geliştiren ve Taurus roketlerine sahip olan Orbital Sciences şirketi Uluslararası Uzay İstasyonu’na sekiz kargo görevi için NASA ile 1.9 milyar dolarlık yaptığı anlaşma ile bu işte iddialı olduğu görülüyor. Blue Origin ise bir başka önemli şirket. İçinde en az 3 astronotu yolcu olarak alabilecek New Shepard uzay aracını geliştiriyor. 2010 yılında, NASA bu uzay aracı için astronot kaçış sistemi geliştirilmesi ve kompozit bir uzay kapsülü yapılması amacıyla 3.7 milyon dolarlık bir destekte bulunmuştu. Virgin Galactic ise uzay turizmi için iddialı bir şirket. SpaceShipTwo uzay aracıyla uzay meraklılarına koltuk başına 200 bin dolar bilet ücretiyle alt yörüngede uzay yolculuğu vaad ediyor. Fatih Özmen’in kurucuları arasında olduğu Sierra Nevada şirketi’nin geliştirdiği Dream Chaser uzay aracı ile uzaya mürettebat ve kargo taşımacılığında kullanılabilecek. Dream Chaser’ın geliştirilmesinin sürdürülmesi için NASA tarafından 20 milyon dolarlık bir fon 2010 yılında şirkete verilmişti.
Uzay yarışında şirketler sadece ABD topraklarında kurulu değil. Bunun bir örneği Fransa’da kurulan Arianespace şirketidir. Özellikle uzaya uydu fırlatma işinde sektörün lideri olan Arianespace 2015 yılında 1.433 milyar Euro’luk gelire sahipti. Ülkemizin ilk gözlem uydusu Göktürk-1’in fırlatılma işinin sorumluluğunu Arianespace almıştı.
Uzay yarışında haberleşme için alt Dünya yörüngesine uydular fırlatmak ve onları inşa etmek ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na ve daha ötesine (Ay’a, Mars’a..) mürettebat ve kargo göndermek arasında büyük bir fark vardır [2]. Haberleşme amacıyla uzay sektöründe yer almak uzun yıllardır yapılan bir iş. Bu sektöre Göktürk-1 uydusu ile geç de olsa bir katılım sağladık. Kurulması biraz da yılan hikayesine dönen Türkiye Uzay Ajansı ile bu sektörde bir yer edinmeyi amaçlıyoruz. Ancak beklenen uzay yarışı uzaya uydu göndermenin ötesinde, insanlı uzay uçuşlarının gerçekleştirilmesinde olacak. Düşük maliyetlerde, yüksek güvenlik seviyesinde bu uçuşları gerçekleştirebilecek şirket veya şirketler bu yarışın kazananı, yeni çağın asilleri olacak.
SPACEX ile Dünya’nın Bir Ucundan Diğer Ucuna Bir Saatin Altında Yolculuk
Uzay yarışının en parlak ve ilgi çekici fikirlerini sunan ise SpaceX. Falcon 9 roketi ve Dragon uzay aracı ile yaptıkları ise şaşırtıcı derecede başarılı. Özellikle Falcon 9 roketinin görevini yerine getirdikten sonra kısmen de olsa yeniden kullanılabilir olması uzay taşımacılığı tarihinde bir ilkti. Dragon uzay aracı ise mürettebat ve kargo taşımacılığında kendini artık kanıtlamış bir uzay aracı. Bu deneyimlerle SpaceX 2018 yılında Ay’a ve 2024 yılında ise Mars’a astronotlar göndermeyi planlıyor [2, 3]. 29 Eylül’de Elon Musk beklenenin dışında başka bir konuda duyuru yaptı [3]. Avustralya’daki Uluslararası Uzay Kongresi’nde (Büyük Falcon Roketi) BFR projesi ile dakikalar içinde bir şehirden diğerine insanların yolculuk edebileceği roketleri geliştirmeye çalıştıklarını açıkladı. Aşağıda görülen videoda açıklandığı gibi Londra-New York arasındaki yolculuk sadece 29 dakika sürecek. 106 metre yüksekliğinde ve 9 metre genişliğindeki bu yeni nesil roket Falcon ve Dragon’un yerini alacak gibi görünüyor. Bu defa sadece kargo ya da Ay veya Mars için kaşifleri taşımayacak aynı zamanda Dünya üzerindeki şehirler arası bir ulaşım aracı olacak. Öyle ki Avustralya’daki konferansta Elon Musk, tüm kaynaklarını BFR’lerin inşası için harcayacaklarını söyledi. Bu Mars yolculuğu için kullanılacak roketlerin hızlı gezegen içi ulaşımı için de kullanılacağını gösteriyor. Söylemek istediğim, planlanan şey uzay yarışının da ötesinde modern insan yaşamını geri dönülmez bir biçimde değiştirmek.
Bu BFR roketi bir A380 kabininden daha büyük ve yaklaşık 100 kişiyi taşıyabilecek, geniş depolama alanlarının olduğu bir roket olarak tasarlanıyor. Roketin en alt kısımları uzay gemisi yakıtı için kullanılacak. 860 ton sıvı oksijen ve metan roketi uçuracak itici gücü sağlayacak [4].
İnsanların gezegen içi ulaşımında kullanmasından önce 2022 yılında bu roketlerin Mars’a kargo görevinde kullanılması öngörülüyor. Önümüzdeki 6-9 ay içerisinde ilk BFR’nin inşa edilmesine başlanacak, eğer süreç programa uygun bir şekilde devam ederse yakın gelecekte SpaceX uzay yarışının henüz başında önemli bir mesafe kat etmiş olacak.
Dünya’nın herhangi bir yerine bir saatin altında ve sadece bir ekonomik uçak bileti ile aynı ücretle yolculuk etmek kesinlikle alışılmışın dışında. New York’ta su üstündeki bir kalkış rapmasına bir tekne ile gelen yolcular önce Dünya’nın atmosferini geçecekler, BFR saatte 28 bin kilometre hızla alt yörüngede ilerlerken Şangay’a iniş yapmak için atmosfere yeniden giriş yapacak ve yine bir su üzerindeki rampaya inecek. Tüm bu yolculuk sadece 39 dakika sürecek. Hong Kong’tan Singapur’a gitmek 22 dakika, Londra’dan Dubai’ye gitmek 29 dakika ve Los Angeles’tan Toronto ise 24 dakika sürecek. Bu şekilde olan bir yolculuk insanlığın en hızlı gezegen içi yolculuğu olacak belki de. BFR’nin ulaşacağı hız dünyanın ilk sesten hızlı uçan yolcu uçağı Concorde’dan yaklaşık 41 kat daha fazla.
GERÇEKÇİ Mİ?
Böyle bir yolculukta yolcunun bu hıza tepkisi ne olacak? Yolculuk sırasında atmosferden dış uzaya ve tekrar dış uzaydan atmosfer içine girilmesi planlanıyor. Bunun yolcu üzerindeki etkileri nasıl giderilecek? Bir uçak yolculuğu kadar konforlu olabilecek mi? Çoğu kimse için bir roketle uzaya gitmek heyecan verici bir hadise olabilir ama yolculuğun bu kısmındaki aşırı hız, ağırlıksızlık hissi, aşırı stresin yolcular üzerindeki etkisi ne olacak? Her roketin fırlatılışı ve tekrar karaya inişi ise ne kadar başarılı olacak? Su üzerindeki bir rampaya hangi her hava koşulunda iniş sağlıklı bir şekilde yapılmayabilir. Bu sorunlar kısa sürede çözülecek sorunlar gibi durmuyor. Elon Musk ve ekibinin böyle bir hayali gerçekleştirmesinin önünde aşacağı tek problem daha kapsamlı yeniden kullanılabilir bir roketin üretilmesi olmayacak. Her defasında onlarca yolcuyu Dünya’nın bir ucundan diğer ucuna ya da Ay’a, Mars’a güvenli bir şekilde götürmek olacak.
Başka bir problem ise bu kadar kısa süren ve maliyetli bir yolculuğun gerçekten de bir uçak biletinden ekonomik olup olmayacağı. Bunun için Medium’da Trent Eady’in yaptığı basit bir hesabı burada vermek istiyorum [5]. Bir Falcon 9 roketinin maliyeti SpaceX’in sitesinde 62 milyon dolar olarak verilmiş. Bu roketin 18250 kg kadar yük taşıma kapasitesi olduğu varsayılırsa, kg başına fırlatma maliyeti 3426 dolardır. Her bir yolcunun ortalama 80 kg olduğu düşünüldüğünde yolcu başına roket fırlatma maliyeti 275 bin dolar olur, bagaj ve diğer yükler bu hesapta ihmal ediliyor. Her bir Falcon roketi toplamda 100 kere kullanılırsa, bir kişinin Falcon 9 yolculuk bileti 2750 dolara karşılık gelir. Eğer BFR Falcon 9’dan daha düşük maliyetle yapılır ve daha uzun süreli kullanıma sahip olursa BFR için bilet daha ucuz olma ihtimali var. Bunu zaman gösterecek.
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Referanslar:
[1] https://www.space.com/8541-6-private-companies-launch-humans-space.html
[2] https://theconversation.com/private-companies-are-launching-a-new-space-race-heres-what-to-expect-80697
[3] http://www.bbc.com/news/science-environment-41441877
[4] http://www.wired.co.uk/article/elon-musk-bfr-big-rocket-earth-mars-spacex
[5] https://medium.com/@trenteady/spacex-could-use-rockets-to-fly-people-around-earth-for-less-than-the-cost-of-a-plane-ticket-2430546fdabb