Tatili değerlendirirken TED konuşmalarını incelemekte yarar var diye düşünüyorum. Bu yazımızda paylaşacağım TED konuşması bir hayli ilginç. 1960’lı yıllardan beri gelecek hakkında tahminler yapan Nicholas Negroponte’nin her yaptığı tahmin o zamanlarda yaşayan insanlar tarafından önemsenmemiş ve hep olmayacağı yönde bir tepkiyle karşılanmış. Örneğin, dokunmatik ekranlar. Bunun olacağını ilk söylediğinde gülünç bulunmuş, kendi sözleriyle durumu şöyle aktarıyor:
..Parmak kullanmanın ne kadar aptalca olduğunu anlatan makaleler yayınlandı. Üç sebep var: İlki çok düşük çözünürlüklü olmaları. Bir diğer sebep, elinizin görmek istediğiniz şeyi kapatacak olması, üçüncü ve kazanan sebep ise parmaklarınızın ekranı kirletecek olması ve bu sebeple parmaklarınız hiçbir zaman kullanacağınız bir araç olmayacaktı. Bu 70’lerde yaptığımız ve hiç ortaya çıkmayan bir cihazdı. Sadece dokunmaya değil, aynı zamanda basınca da duyarlıydı.
Yıllar önce gerçekleşeceğini söylediği teknolojik gelişmeler arasında neler var? GPS kullanarak navigasyon sistemi var örneğin. MIT Patent ofisinden bu uygulamaya patent çıkmadığını söylüyor. Bugün oldukça geniş bir kullanım alanı bulduğunu görünce insan bu duruma şaşırıyor. Demek ki, bazı şeyler sadece ülkemizde yaşanmıyor. Daha sonra, Google Maps için sokak sokak gezen aracı da yıllar önce düşünülmüş hatta uygulanmış bile. İnternetten kitap alacağımızı, gazete okuyacağımızı da öngörmüş Nicholas Negroponte. MIT Media Lab’ın kurucusu Negroponte her gelecek öngörüsü gülünç karşılanmış bir adam olmasına rağmen bunların hemen hemen hepsi gerçekleşmiş. Peki, TED konuşmasının sonunda 30 yıl sonrası için yaptığı öngörü neydi? Evet yine gülünç karşılandı… Söylediği şuydu,
“..tahminimin ne olduğunu söyleyeceğim ve benim tahminim, bu bir tahmin, çünkü 30 sene geçecek. Ben burada olmayacağım. Fakat okumayı öğrenmekle ilgili şeylerden biri, gözümüz yoluyla bilgi edinirken çok ziyan ediyoruz, yani bu çok etkin bir kanal olmayabilir. Benim tahminim bilgiyi yutacağımız. Bir hap yutacak ve İngilizce biliyor olacaksın. Bir hap yutacak ve Shakespeare biliyor olacaksın. Ve bunu yapmanın yolu kan akışından geçiyor. Bir defa kan akışına girdiğinde, içinden ilerleyecek ve beyine ulaşacak, beyinde farklı yerlerde olduğunu bildiğinde, doğru bölgelerde depolayacak. Yani bu yutmakla ilgili.”
İşte konuşmanın tamamı:
(altyazı sekronunda sorun yaşarsan tedin sayfasına ulaş, videonun altındaki ‘interactive transcript’ sekmesine tıkla ve ardından ilk altyazı metnine tıkla.)
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca