Wanderers adlı kısa bilim-kurgu filmi adeta Güneş Sistemi’nin keşfetmek için bize ilham veriyor. Bu kısa filmde ayrıca Carl Sagan’ın 11 Mayıs 1996’da “soluk mavi nokta” adlı fotoğraf üzerine yaptığı konuşma da yer alıyor.
Filmin başlangıcında “Bu kısa filmde tasvir edilen tüm yerler bizim Güneş Sistemimizdeki gerçek yerlerden canlandırmalardır.” şeklinde güçlü bir cümle sizi karşılıyor. Sonrasında Carl Sagan’ın konuşması başlar. Satürn’ün uydusu Enceladus’un güney kutbuna yakın bir yörüngede bir uzay aracı görülür, başka bir görünümde Uranüs’ün uydusu Miranda üzerinde herhalde en uzun atlayışı yapan astronot görünür. Ayrıca etkileyici bir uzay asansörü ile Mars’taki Terra Cimmeria adı verilen dağlık alanlara astronotların indiğini gösteren ilham verici bir sahne daha var Wanderers’da (Gezginler).
Her neyse sözü uzatmadan İsveç’ten dijital sanatçı Erik Wernquist tarafından oluşturulan bu kısa etkileyici filmi aşağıya ekliyorum.
Filmdeki görüntüler NASA, ESA gibi bilimsel kuruluşlardan elde edilmiş. Dijital ortamda yapılan düzenlemelerle yukarıdaki bu güzel iş ortaya çıkmış.
Son olarak Carl Sagan’ın bahsettiğim konuşmasının metnini ekliyorum [2],
“Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her “yüce önder”, her aziz ve günahkâr onun üzerinde – bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.
Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.
Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.
Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza.”
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Kaynaklar:
- http://www.popsci.com/sci-fi-short-wanderers-will-inspire-you-explore-solar-system
- http://tr.wikipedia.org/wiki/Soluk_Mavi_Nokta