Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2050 yılında şehirlerde yaşayan insanların sayısı Dünya nüfusunun %70’ini oluşturacak yani Dünya üzerinde yaşayan her 10 kişiden 7’si şehirlerde yaşayan insanlardan olacak. Bu değişim elbette ki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde toplumsal, sosyal ve ekonomik sonuçlara neden olacaktır.
Bu haberimizde Dünya Sağlık Örgütü’nün gelecek yıllara ilişkin tahminlerine kısaca yer vereceğiz.
Kentleşme, kırsal kesimlerden kentlere olan demografik geçiş tarıma dayalı ekonomiden teknoloji, endüstri ve hizmete dayalı bir ekonomiye geçiştir. Bugüne kadar ilk kez dünya nüfusunun çoğunluğu kırsal kesimlerde yaşayanlardan değil de şehirlerde yaşayan insanlardan oluşmaktadır ve şehirlerde yaşayan insanların oranı giderek artıyor. Günümüzden yüzyıl önce, şehirlerde yaşayan insanların sayısının oranı her 10 kişiden 2 iki kişi iken, 1990 yılında şehirlerde yaşayan insanların oranı dünya nüfusunun %40’ını oluşturuyordu. 2010 yılında artık dünya nüfusunun yarısından biraz fazlasını şehirlerde yaşayan insanlar oluşturmaya başladı. 2030 yılında, her 10 kişiden 6’sı şehirlerde yaşayacak ve 2050 yılında bu oranın her 10 kişiden 7 kişi olarak artması bekleniyor. Günümüzde ise şehirlerde yaşayanların yarısı nüfusu 100 bin ila 500 bin arasında değişen şehirlerde yaşamaktadır. Yüzde 10’u ise 10 milyondan daha büyük nüfusa sahip megaşehirlerde yaşamaktadır.
Bugün şehirlerde yaşayanların sayısına her yıl yaklaşık 60 milyon kişi katılarak sürekli artmaktadır. Küresel şehirli nüfusu 2025-2030 yılları arasında yılda yaklaşık yüzde 1.5 büyümesi bekleniyor. 2009 yılında 3.4 milyar insan şehirde yaşarken 2050 yılında bu sayının 6.4 milyara ulaşması bekleniyor. Gelecek 30 yıldaki tüm şehirlerde yaşayan insanların sayısındaki artış gelişmekte olan ülkelerin şehirlerinde gerçekleşecek. Yüksek gelirli ülkelerde, şehirlerde yaşayan insanların sayısı gelecek 20 yıl içinde büyük ölçüde değişmemesi bekleniyor: 920 milyondan 2025 yılında yüksek gelirli ülkelerdeki şehirlerde yaşayanların sayısının 1 milyarı geçmesi bekleniyor. Bu ülkelerdeki şehirlerde yaşayanların sayısının artışının ardında üçte ikilik bir oranla yasal ve yasal olmayan göçler vardır. Bu göçler olmadığı takdirde, yüksek gelirli ülkelerdeki şehirli nüfusun sayısında azalma beklenebilir.
Kırsal kesimlerde yaşayan insanların sayısının azalması tarım üretiminin de bir anlamda azalması anlamına gelebilir. Tarıma dayalı ekonominin giderek zayıfladığı günümüzde, kuraklık ve verimdeki düşüş gibi problemleri düşündüğümüzde hızla artan nüfusun aynı zamanda şehirlerde yaşayan tipik “tüketim” odaklı bir nüfusa dönüşmesi gelecek yıllarda küresel boyutta ekonomik, sosyal, toplumsal problemlere yol açabilir.
Gökhan Atmaca, MSc. facebook.com/anadoluca | twitter.com/kuarkatmaca
Kaynaklar:
- http://www.who.int/gho/urban_health/situation_trends/urban_population_growth_text/en/
- http://www.popsci.com/article/technology/7-out-10-people-will-live-cities-2050