21 Aralık 2012 tarihine sayılı günler kaldı. Ne tuhaf değil mi? Yüzyıllar önce yazıldığı varsayılan bir kehanet ya da hiç tanımadığımız, hiç görmediğimiz kahinlerin sözlerine kulak asarak 21 Aralık 2012 tarihinin veya başka bir tarihin bir kıyamet tarihi olduğuna inananlar var. İnanmak meğer ne kolaymış. Kuş gelecekmiş de Dünya üzerine konacakmış da kıyamet kopacakmış. Yaklaşık 7 milyarlık nüfusa sahip gezegenimizde buna inanabilecek bir milyon insan bulunabilir, uygun bir hikaye ile. Kehanetler de hikayedir, abartmamak lazım. Takvimler de uydurmadır, insanoğlunun kurduğu düzenin sadece bir parçasıdır; doğa üstü değildir, doğa üstü olaylara malzeme olamaz – inanmamak lazım.
İnsan ölmekten korktuğu için ölürken tüm dünya da benimle birlikte bitsin istediği için (belki olur ya) bir kıyamet ister; bu bir kehanet olur, bu bir gizli istek olur, bu bir 21 Aralık 2012 gibi bir tarihe dayatılmış da olabilir. Sonuçta yalnızlıktır; insanı insana yakınlaştıran ve ölümdür; insana insanı uzaklaştıran. Bana kalırsa bu gibi kıyamet tarihlerine olan ilgi bundandır ama bilimsel anlayış açısından incelenmelidir, belki de incelenmiştir de: İnsanlar neden inanırlar böyle şeylere? İnsanlar nasıl bu şekilde ölümü beklemek ister? Yoksa neden 21 Aralık 2012’de kıyametle yüzleşmeyi kabullenir?
Şimdi Maya takvimine, Nibiru gezegenine, X gezegenine, Eris’e falan filana uzun uzadıya değinmek de var ama ne gerek var! Zaman kaybından öteye gitmez bunca gereksiz bilgiyle zihni doldurmak çok mu mühim?! İşte Nostradamus şunu demiş, olabilirmiş. Maya takvimi 2012’de değil de 2013’te son buluyormuş. Falanca galaksiden kopup gelen gizemli bir gezegen Dünya’ya çarpacakmış, sanki Güneş Sistemi’nde kaç gezegen var biliyormuş gibi bir de falanca galaksi çıktı başımıza!
21 Aralık 2012’de kıyametin kopacağına inananların büyük çoğunluğu muhtemelen Güneş Sistemimizde kaç gezegen var olduğundan ve gezegenimizin Güneş’e göre uzaklıkta kaçıncı sırada olduğundan bile emin değildirler. Mars’taki bulunan (!) yüzlere, kapılara göre uzaylıların var olduğuna inanıp, UFO’lar tarafından kaçırıldıklarını düşünebilirler. Bir kısmı da ışık hızından bihaber ışık hızının aşılıp da falanca yolculuklara çıkıldığını hayal edebilirler. Ne var ki okudukları kitaplar bir fizikçinin, matematikçi ya da biyoloğun olmaz da bir sözdebilimcinin edebiyatını içeren bir kitabı okurlar. Sonra da neymiş 21 Aralık’ta topluca öbür dünyaya yolculuk edecekmişiz, biraz kitapları karıştıranlar burada kıyamet kopmazsa bile paralel evrenlerden birinde mutlaka kopacağına da inanırmış. Bu da bilmiş biri işte ne yapsın; “Fringe” izleyen herkes nasılsa paralel evren nedir ne değildir hakikatte biliyor.
Nihayetinde demek istediğim 21 Aralık 2012 kıyamet saçmalığı ile ilgili uzun uzadıya yazılar okuyacağınıza evrene dair, yaşamınıza ilişkin veyahut dünya görüşünüze bir şeyler katabilecek konularla ilgilenmeniz sizin için daha iyi olacaktır. Ben de bu yüzden konuya değinmiyorum bile.
Ücretsiz bilim dergimiz NetBilim’in 8.sayısı yani Eylül 2010 sayısında yazarlarımızdan Yağız Gül, NASA’nın web sitesinde yer alan “2012: Dünya’nın Sonu Mu?” başlıklı soru-cevaplardan oluşan yazıyı okuyucularımız için Türkçeleştirmişti. Yazımızın kalan kısmında ben de bu soru-cevapları ekleyerek bu konuyla daha fazla ilgilenmemenizi umuyorum.
Soru: 2012 yılında gerçekten gezegenimize karşı bir tehdit var mı? Birçok web sitesi 2012 yılında Dünya yaşamının son bulacağını söylüyor?
Cevap: Kötü olan hiçbir şey yok! Gezegenimiz 4 milyar yıl boyunca ( ki bu çok uzun bir zaman ) iyi bir yaşam geçirdi ve güvenilir bilim insanlarımıza göre 2012 yılında gezegenimizi tehdit eden
hiçbir şey yok.
Soru: Bu tahminlerin kökeni nereden geliyor? Yani ilk kim 2012 fikrini ortaya attı?
Cevap: Hikayemiz Nibiru ile başlıyor, bu sözde gezegen Sümerler tarafından keşfedildi (!), her şeyin başlangıcı bu. Bu felaket aslında Mayıs 2003 için düşünülmüştü ama maalesef o tarihte hiçbir şey olmayınca kıyameti 2012 yılına kaydırdılar. Sonra bu hikaye ile Antik Maya Takvimi çevrimlerindeki gün dönümü (Dünya’nın güneş çevresinde çizdiği yörüngenin karşıt yönlerdeki iki noktası: “kış gün dönümü”, yılın en uzun gecesine denk gelen 21 Aralık, “yaz gün dönümü” ise yılın en uzun günü olan 21 Haziran’dır.) ile bağlantı kuruldu — bu nedenle 21 Aralık 2012 tarihi bazı inançlarca kıyamet olarak tahmin ediliyor.
Soru: Maya Takvimi Aralık 2012’de mi bitiyor ?
Cevap: Bu sizin mutfak duvarınızdaki takvim değil ki yıl bitince bitsin tabi ki devam ediyor, Maya Takvimi 21 Aralık 2012 tarihinde bitmez. Bu tarih sadece Mayaların sayımlarının sonudur. Takvim sonsuza kadar devam etmeyecek tabii ki. Sizin duvarınızdaki takvim nasıl 1 Ocak’ta tekrar başlıyorsa Mayalar’da da bu sayım yeniden başlar.
Soru: Bir fenomene göre gezegenler bir şekilde aynı hizaya geleceği ve bu olayın gezegenimize zarar vereceği söyleniyor?
Cevap: Önümüzdeki yıllar içerisinde hiç bir galaktik hizalanma yok, 2012 yılında da böyle bir galaktik hizalanma söz konusu değil, ve eğer böyle bir hizalanma olacak olsaydı bile Dünya’ya etkileri dikkate alınmayacak kadar düşük olurdu. Her Aralık Güneş ve Dünya Samanyolu Galaksisi’nin merkezine yakın bir hizaya gelir fakat bu her zaman gerçekleşen bir olay.
Bu cevaba ek olarak NASA’dan üst düzey araştırmacı Don Yeomans şunları söylüyor:
“Gerçekten gök cisimlerine ve uzaya büyük ilgi var. 2012’de kıyameti bekleyenlerin konumları ve yörüngeleri değişecek mi acaba. Şimdi gelecek nesillere güzel filmler ve kitaplar kalacak. Fakat sanal alemde dolaşan görüntülerin ve bilgilerin bilimle hiç bir alakası yoktur. Hatta ve hatta sahte NASA haberleri veren siteler bile var.”
Soru: Bir kahverengi cüce olan “Eris” ya da Nibiru ve Gezegen X denilen gök cisimlerinin Dünya’ya yaklaşacağı ve zarar vereceği söyleniyor ?
Cevap: Nibiru ve diğer gezegenler hakkında saçma internet hikayeleri var. İşte bu hikayelerin gerçekle hiç bir ilgisi yok. Eğer gerçekten Nibiru ya da Gezegen X gezegenimize yakınlaşıyor olsaydı, astronomlar bunu en az 10 yıl önce tespit ederdi ve insanlar bize yakınlaşan gezegeni çıplak gözle görebilirlerdi. Açıkçası böyle bir şey yok… Eris gerçek ama aynı Plüton gibi sadece Dış Güneş Sistemi’nde dolaşıyor ve Dünya’ya yaklaşabileceği en fazla mesafe 4 milyar mil.
Soru: Kutupsal kayma teorisi nedir? Yer kabuğunun her gün çekirdeğin etrafında 180 derecelik bir dönüş yaptığı doğru mu, her saat değilse?
Cevap: Ters bir dönüş imkânsızdır. Kıtaların yavaş hareketleri vardır (örnek olarak Antartika’nın milyonlarca yıl önce ekvatorun yakınında olması), ancak bunun kutuplardaki ters rotasyon ile bir alakası yok. Bazen web siteleri bilgisiz insanları kandırmak için düzensiz değişen manyetik polaritesini kullanıyorlar. Fakat manyetik bir kutup değişimi ortalama 400.000 yılda bir olur. Ve bildiğimiz kadarıyla böyle bir manyetik değişim yaşama herhangi bir zarar vermez. Kutup değişiminin önümüzdeki birkaç bin yıl içerisinde gerçekleşme olasılığı zaten var.
Soru: 2012 yılında bir meteor tehlikesiyle karşı karşıya olabilir miyiz?
Cevap: Dünya’ya sürekli göktaşları çarpıyor fakat bunların zarar verebilecek büyüklükte olanlarına çok nadir rastlıyoruz. Son büyük çarpışma 65 milyon yıl önce dinozorların yok olmasına neden oldu. Bugün NASA astronomları SpaceGuard Survey adı altında büyük göktaşlarını gezegenimize çarpmadan çok uzun zaman önce tespit etmek için araştırmalar yapıyor. Şimdiye kadar belirlediğimiz hiç bir göktaşı dinozorları yok eden arkadaşı gibi tehlikeli değil. Tüm çalışmalarımız NASA NEO Program Office sitesinde yayınlanmaktadır.
Soru: NASA bilim insanları bu kıyamet iddiaları hakkında neler hissediyorlar ?
Cevap: Afetler ya da dramatik saçmalıklar hakkında mı, bilim nerede? Kanıtlar nerede? Hiçbir şey yok. Sadece kitaplar, filmler ve internette dolaşan bilgiler var. Bunlar basit gerçeği değiştirmez. Aralık 2012 ‘de olacağı söylenen bu olaylarla ilgili hiçbir güvenilir kanıt yoktur.
Soru: 2012 ‘de olacağı tahmin edilen dev güneş patlamalarıyla ilgili bir tehlike var mı ?
Cevap: Güneşin aktivitelerinin bir düzeni var. Yaklaşık olarak her 11 yıl. Bu güneş fırtınaları uydularda ve haberleşmede kesintiye neden olabilir. Mühendislerimiz nasıl koruma sağlayacaklarını öğrenmeye çalışıyorlar. Fakat 2012 ile ilişkili hiç bir özel risk yok. Bir sonraki güneş patlaması maksimum 2012 – 2014 yılları arasında olacak ama bunun öncekilerinden hiç
bir farkı yok..
Hâlâ 21 Aralık 2012’ye dair bir şeyler okumanın peşinde iseniz Açık Bilim’de yer alan şu yazıya bakmanızı öneririm. Yok ben gerçek hayata dönmek istiyorum şeklinde içinizde bir istek uyandı ise yakın gelecekteki yaşantımızı etkileyebilecek konulardan biri olan “kuantum dolanıklık ve kuantum ışınlanma” size yeni heyecanlar sunabilir!
Son olarak NetBilim Dergisi‘nin 16.sayısını 22 Aralık 2012’de yayınlayacağız, kıyamet kopmazsa(!).
Gökhan Atmaca, MSc. facebook.com/anadoluca | twitter.com/kuarkatmaca
Kaynaklar:
Yağız Gül, 2012: Dünya’nın Sonu Mu?, NetBilim Dergisi Eylül 2012, syf 62-65.