Bugünlerde çok hızlı ve daha güçlü internet bağlantılarına ve bilgisayarlara ihtiyaç duyuluyor. Ancak, geleneksel merkez işlemci (CPU) birimi bilgisayarların performansını sınırlıyor çünkü onlar büyük miktarda ısı üretiyorlar. CPU’da milyon tane transistör elektronik sinyallerin değişimi ve yükseltilmesi için sorumludur. CPU’nun bir santimetre karesi 125 Watt’lık ısıdan fazlasını yayar, bu bir elektriksel portatif ısıtıcının bir santimetrekaresinden 10 kat daha fazladır.
Elektronlar yerine fotonlar
Elektronik devrelerde elektronların yerine fotonların kullanılmasının en önemli avantajı ısı konusundadır. Çünkü elektron yerine fotonların kullanılabildiği devrelerde ısı üretimi daha azdır. Üstelik fotonlu devreler de yüksek veri transfer oranı da sağlanabilinmekte.
Bugünlerde telekomünikasyon mühendisliğinin geniş bir bölümüne rağmen optik sinyal aktarma üzerine kurulmuştur, bilginin kodlanmasında gerekli olan şey elektronik olarak kontrol edilen ağ anahtarları kullanılarak üretildi. Bir kompakt optik transistör hâlâ çok uzak olmasına rağmen ETH Zurich Fiziksel Kimya Laboratuvarı’nda bir araştırmacı grubu tek atomlu optik transistör yaparak başarılı kesin bir buluşla bunu başardılar. Bunun için onlar molekülün enerjisinin gerçek durumunu kullandılar, kuantize halini. Laser ışıkları vurduğunda bir molekül taban durumundadır, ışık absorbe olmuştur. Sonuçta laser ışını dinmiştir. Aksine, bir ikinci ışın yoluyla hedefte tekrar enerji absorbe edilir. Bu gerçekleşir çünkü ışın değişimleri molekülün kuantum durumu ile ışık yükseltilir. Bu uyarılmış emisyon diye tanımlanır, Albert Einstein 90 yıl önce bu laser ilkesinin temel formunu tanımlamıştı.
Optik transistörler fotoniğin etkisiyle araştırılmaya ve geliştirilmeye devam edilen en önemli çalışma konularından biri hâline geldi. Daha hızlı bir elektronik dünya için yakın gelecekte pek çok gelişme yaşanacak gibi gözüküyor.
Hazırlayan: Gökhan Atmaca – KuarkMNB
Kaynak : http://www.nanowerk.com/news/newsid=11476.php