Chappie yeni doğmuş bir bebek robot. Dünya’ya ilk geldiğinde yanlış ellerde olan bir robot. Hızla öğreniyor ve hızla kavrıyor. Korkuyor. Öğrenmek istiyor. Yanılmak istiyor. İyi ve kötüyü ayırt edemiyor. Aynı insan gibi. Aslında Chappie düzinelerce, yüzlerce polis robotundan biriydi. Ancak sadece monoton bir polis robotu üretmekten sıkılan baş kahramanımız Dev Patel’in düşünen, öğrenen hatta resim yapan bir robot hayalini gerçekleştirene kadar… Böylesi bir yapay zekayı geliştirdikten sonra artık bunu bir bedende denemeliydi ama çalıştığı şirketin patronu bu “farazi iş”e pek önem vermediği için bir türlü onay alamadı. Devamında ise şirketten gizli olarak hurda olmak üzere olan bir robotu kaçırır ve evet bu kaçırılan robot sonra Chappie adını alır. Ancak bu kaçırılma sırasında polis robotlara karşı nefret duyan bir çete tarafından Patel kaçırdığı robot ile birlikte kaçırılmış olur. Tam da bu robot bu çetenin elinde iken hayalini kurduğu şey öğrenen, düşünen hatta resim çizen yapay zeka bir bedene kavuşur. Tüm istediği olmuştur ama robotu bir çetenin elindedir. Adını bile kendi koyamaz, adını çete üyelerinden Yolandi verir. Üstelik Chappie yeni doğmuş bir bebek gibi öğrenmeye aç. İlk öğreneceği şeyler ise elbette çete üyelerinin öğretmek istediği şeyler olacak. Ancak Patel, yani bu robotun, yapay zekanın yaratıcısı Chappie’ye iyilik konusunda bir uyarıda bulunmuştur. Chappie ilk başta iyilik ile kötülük arasındaki farkları ayırt etmeye çalıştıysa da sonrasında dünyada bazı işlerin asla göründüğü gibi olmadığını anlayacaktır. Ancak bunu anlamak için epey bir mücadele vermesi gerekecek.
Neill Blomkamp’ın yönetmenliğini yaptığı 6 Mart 2015’te ülkemizde vizyona giren Chappie filmini düşünen bir robotun Dünya ile ilk tanışmasına ve iyilik ile kötülük kavramları arasındaki gel-gitlere olan tepkisine odaklanmış bir sinema filmi olarak niteleyebiliriz. Odak noktası diğer yapay zeka ya da robot filmlerinden biraz farklı olsa da filmin sonunu oluşturan sahnelerde üzerinde durulan bilincin başka bir bedende ya da bir robota taşınması konusu diğer bilim-kurgu filmleri ile önemli bir benzerlik oluşturuyor. Bu konuda bilim-kurgu yazarların kendilerini sınırlaması ise şaşırtıcı. Evet ilgi çekici olabilir, insanlığın bir kısmı bunu arzuluyor da olabilir. Ancak ard arda beyzperdeye taşınan yapay zeka konulu filmlerde yenilik de bekliyoruz.
Bilim-kurgu üzerine ya da aksiyon açısından üst düzey bir performans göremeyeceğiniz bu filmde Chappie’nin yaşadıkları gerçekten düşündürücü. Bu durumu göz önüne alarak izlediğinizde keyifli bir film olabilir.
Filmi izlemeye karar vermeden önce fragmanına göz atabilirsiniz,
Gökhan Atmaca, Bilim Uzmanı (MSc.)
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca