Düşündüklerimizi söyleyerek, yazarak, çizerek/resim yaparak ve bazen kısmen de olsa susarak ifade ediyoruz. Beynimizde olup biteni her zaman tam anlamıyla diğer insanlara aktarabildiğimiz söylenemez. Bir yazarın düşünce dünyasındaki olup biteni sadece yazdıkları kadarıyla bilebiliriz ya da bir ressamınkilerini resmettiği kadarıyla… Peki, bilim-kurguda sözü edilen düşüncelerimizi okuyan cihazlar değil de beyinlerimizdeki görüntüleri okuyabilen cihazlar yapılabilseydi, nasıl bir dünya olurdu? Google X’de çalışan ve günlük yaşantımızı dijital ekranlara entegre etmenin şaşırtıcı yollarını arayan Mary Lou Jepsen bu soruya 2013 yılındaki TED konuşmasında şu yanıtı vermişti,
Hayal edin, bir film yönetmeninin sadece hayal gücünü kullanarak önündeki dünyayı yönetebildiğini. Ya da bir müzisyenin kafasındaki müziği dışarı çıkarabildiğini. Bunda yaratıcı insanların ışık hızıyla paylaşabilmeleri için inanılmaz olanaklar var. Gerçek şu ki, bunu yapmak için kalan son tıkanma noktası, beyin tarama sistemlerinin çözünürlüğünü arttırmak.
Şüphesiz, böyle bir dünya gelmek üzere ve buna dair işaretleri, nasıl olacağını Jepsen’in TED konuşmasında bulabilirsiniz – Türkçe altyazılıdır.
Gökhan Atmaca, Bilim Uzmanı (MSc.)
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca