Mars’ta artık akan suyun olduğuna dair bazı kanıtlarımız var. NASA’nın 28 Eylül 2015’te, Marslı filminin vizyona gireceği hafta yaptığı basın toplantısında duyurduğu konuyu yine NASA kaynaklarına dayanarak biz 2013 yılının Aralık ayında “Belki Mars’ta Su Akıyor Durumda Olabilir” başlığı altında haberini yapmıştık. Açıkçası, bu habere o zaman okuyucularımız çok da rağbet göstermemişlerdi diye hatırlıyorum. Elbette geçen zaman içinde yeni gözlem sonuçları bu işi netleştirdi. Artık Mars’ta akan suyun geçmişte değil günümüzde bile var olduğuna dair bazı izler var, bunu biliyoruz. Zaten buz halinde olduğunu ikiz robotlarımızla (Spirit ve Opportunity) ile belirlemiştik. Ancak görünen o ki bu akan su tuzlu ve hani dünya kaynaklarına göre de oldukça yetersiz miktarda. Yine de suyun Dünya üzerindeki yaşam için vazgeçilmez unsurlardan biri olduğu düşünülürse bilim insanları Mars üzerinde bu tuzlu ve yetersiz miktardaki suya rağmen tek hücreli organizmalar için bu ortamın bir var olma şansı sunabileceğini düşünüyorlar. Bu durumda, biz bu olası tek hücreli organizmaları bulmak istiyorsak, bunları bulanabileceği en yüksek olasılıklı yerlerde aramak gerekir. NASA’ya göre de, bunu yapmak için bizim suyu takip etmemiz lazım.
Sorun şu ki çoğu Mars uzay aracı “suyu takip edebilecek” durumda değil. Nasıl mı? Bu araçlar Mars yaşamına dair kanıtların olabileceği en olası yerlere yani “ıslak özel bölgelere” girmek için yeterince temiz değiller. Bu ne demek? Bizim bu gönderdiğimiz uzay araçları muhtemelen Dünya’dan oraya yanlarında Dünya mikroplarını taşımış olacaklar. Bu durumda, Mars üzerinde bu araçlar bir mikrobiyal yaşam bulmuş olsalar bile bu yaşam formunun Dünya’dan mı kaynaklandığını ya da Mars’ın yerlisi mi olduğunu bilmemiz mümkün olmayacak.
Ciddi bir şekilde NASA 2030’lu yıllarda Mars’a astronotlar göndermeyi düşünüyorsa, insanlar Mars’a ayak basmadan önce bu asırlık soruya bir cevap bulmak önemli. Bu konu biraz daha zorlaşıyor, çünkü daha önce birçok defa Mars’a uzay aracı gönderdik. Bu uzay araçlarından dolayı Mars’ı zaten kirletmiş (mikrop bulaştırmış) bile olabiliriz – sonuçta Mars’ta su var. Kaldı ki, insanların sterilize edilmesi makinelerden daha zor. Oraya insanlar gönderdiğimizde, mikropların kaynağını ayırt etmek daha zor olacak hâliyle.
Bir taraftan konu giderek komikleşiyor, onlarca yıldır Mars’ta hayat olup olmadığını merak ederken eğer bir çözüm bulunmazsa bu soruya hiçbir zaman cevap veremeyeceğiz.
Mars Dünya’ya göre oldukça soğuk bir gezegen ve Dünya’nın aksine zararlı radyasyonlarla dolu. Dolayısıyla buraya özgü olan bir bakteri türü, bu zararlı radyasyona ve soğuğa karşı ayakta kalabilmeli.
Eğer Mars’a özgü bakteriler, mikrobiyal yaşam varsa oraya gönderdiğimiz astronotların sağlığına nasıl etki edebilir? Hiçkimsenin bir fikri yok. Bu nedenle, Mars’a astronot göndermeden önce Mars üzerinde yaşam arayışını ciddi bir şekilde yapılması gerektiği ortada. Bu durum, insanlı uçuş görevlerinin daha ileriki yıllara ertelenmesine bile neden olabilir.
Avrupa Uzay Ajansı ExoMars arazi aracını 2018 yılında geçmişte veya günümüzdeki yaşamın işaretçisi olan biyoişaretçileri aramak için Mars’a inmiş olacak. Mars 2020 arazi aracı da beş yıl sonra Mars toprağına ait numuneleri toplaması ve geri getirmesi için gönderilmesi planlanıyor. Dünya’ya döndüğünde bu toprak numuneleri bilim insanları tarafından yaşam testine tabi tutulabilecek. Her iki uzay aracın da Mars’taki olası yaşam bölgelerine girmesi için yeterince temiz olmayacak.
Durum şu, bu tartışmalar hâlâ devam edecek gibi görünüyor ama görünen o ki, Mars’a ilk insan ayak basmadan önce Mars’a özgü bir yaşamın olup olmadığı belirlenmeli. Aksi takdirde birçok sorunla karşılaşmak mümkün. Konu ilginizi çektiyse kaynakta yer alan bağlantıda daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.
Gökhan Atmaca, Bilim Uzmanı (MSc.)
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Kaynak:
Sarah Fecht, Should We Search For Life on Mars Before Sending Astronauts?, Popular Science, Ekim 2015