2040 yılına gelindiğinde, dünyanın enerji arz karışımı hemen hemen dört eşit parçaya ayrılmış durumda olacak: Petrol, gaz, kömür ve nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarının dahil olduğu düşük karbon kaynakları. Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2014 Dünya Enerji Görünüm raporuna göre böylelikle 2040 yılında bile fosil yakıtlar enerji ihtiyacımızın önemli bir miktarını karşılayan kaynaklar olarak karşımıza çıkacak.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın değerlendirmesi günümüzde sürdürülen ve gelecek için planlanan politikalar çerçevesinden yapılmış. Ayrıca ortalama sıcaklığın 2100 yılında 3.6 santigrat derece artacağı öngörülmüş. Yenilenebilir enerjinin yakın gelecekte yeni elektrik desteği sağlayan kaynak olması noktasında çok uzakta olduğu belirtiliyor. Günümüzde yenilenebilir enerjiden yaklaşık 1700 GWatt elektrik gücü sağlanırken 2040 yılında bu rakam ancak 4550 GWatt’a doğru büyüyecek. Ne var ki bu rakam fosil yakıtların küresel baskınlığının önüne geçmeye yeterli olmayacak.
İşte 2012 ve 2040 yıllarına ait enerji kaynaklarının enerji üretimine olan katkılarının dağılımı. Elbette ki 2040 yılı için verilen değerler Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngörülerini yansıtıyor.
Fosil yakıtlar için kömür ve petrol kullanımında %5’lik bir azalma ve gaz kullanımında da %3’lük bir artma beklenirken yenilenebilir enerji kaynaklarında yüzde 5’lik bir artma ve nükleer enerji kullanımında %2’lik bir artış bekleniyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında bir artışın olacağı herkesin beklentisinin yönünde ama bu değerlendirmeye göre söz konusu artış istenildiği gibi olmayacak. Giderek küresel iklim değişikliği tehditi ile yaşayan dünyanın hâlâ sera gazı emisyonlarının artışına teknolojik ilerlemeye paralel olarak izin vermesi gezegenimizin ortalama sıcaklığındaki kaçınılmaz artışı perçinleyecek gibi görünüyor.
Bu artış ya da azalmaların yanında nüfusun giderek arttığı düşünüldüğünde elektriğe olan talebin giderek artacağını öngörmek yanlış olmayacağı gibi, gelecek yeni teknolojilerin nasıl bir dünya şekillendireceği de meçhul. Ne var ki rapora göre, 2040 yılında dünya elektrik talebi iki katına çıkacak. Yani bu demektir ki, günümüzdeki elektrik talebi 2040 yılı ile aynı kalsa yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki payı daha fazla olabilir. Ancak elektrik talebini burada zamanla değişen bir değişken olarak görmek durumundayız. İnsanlara elektrik kullanmayın diyemezsiniz, söyleseniz de uygulatamazsınız. Çok merak ediyorum, bazı sivil toplum kuruluşlarının bazı enerji üretim tesislerine karşı çıkmak yerine elektrik üretimi talebini oluşturanlara kullanmayın diye kampanyalar oluştursalardı ne değişirdi? Hiçbir şey. Çünkü sorun elektriğe, enerjiye olan ihtiyaç. Bu ihtiyaca sahip olan insanlar bu ihtiyacın karşılanmasını isteyeceklerdir. Ne var ki ne geçmişte ne de günümüzde bu ihtiyacın karşılanması kolay olmadı ve olmayacak da. Bu ihtiyacın karşılanmasının en başta oluşturduğu sorun çevreye olan yan etkileridir. Bu değişmeyecek gibi görünüyor, çünkü biz hâlâ bu ihtiyacın karşılanmasını istiyoruz. Bu yüzden hidroelektrik santralleri ya da nükleer enerji santralleri inşa edilmeye devam edecek. Yenilenebilir enerji kaynakları ne kadar masum? Bunu da tartışması ve bilmesi gerekiyor insanların. Zehirli maddelerden yapılan güneş pillerinin kullanım ömürlerini tamamladıktan sonra birer zararlı atık olarak toprağa, yer altı suyuna karışmayacağı ne malum? Dolayısıyla bu bir kısır döngü.
Az önceki soruları şu yüzden sordum – ve okuyucularımızın da düşünmesini istedim, eninde sonunda yenilenebilir enerji kaynakları elektrik üretiminde en önemli paya sahip olacak. Bu durumda insanlığın çevre ile ilgili endişeleri gerçekten bitmiş olacak mı? Yahut söz konusu zamana kadar enerji arzındaki fosil yakıtların egemenliğindeki bir dünya hayatta kalabilecek mi?
Elbette dünyanın önemli bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarının olası yan etkilerini konuşmuyor. Çünkü fosil yakıtlarının çevreye verdiği zararların net bir şekilde yaşandığı bir zamandan geçiyoruz. Üstelik yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırım oldukça az. 2013 yılında dünya fosil yakıtlar için yaklaşık 550 milyar dolara kadar harcama yapmış bu 2012 yılındaki değerinden 25 milyar dolar kadar düşük. 2013 yılında tüm yenilenebilir enerji kaynakları için yapılan harcama da 120 milyar dolar kadar. 4’te 1’i bile değil.
Yine de dünya hem ekonomik hem de siyasi sebeplerden dolayı petrole dayalı bir enerji sektöründen kurtulmak gerektiğinin farkında. Petrole dayalı bir ekonomi sürdürülemez bir dünya oluşturdu. Yenilenebilir enerji kaynakları da sürdürülebilir bir dünya için bir ilaç gibi ortaya konulmuş durumda.
Yenilenebilir enerji depolama için düşük maliyetli bataryalar ve gelgit enerjisindeki ilerlemeler gibi çok sayıda gelişmekte olan teknolojiler daha temiz enerji kaynakları ve daha yeşil bir dünya için umudumuzu sürdürmemize vesile oluyor.
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Kaynak:
http://spectrum.ieee.org/energywise/energy/fossil-fuels/in-2040-fossil-fuels-still-reign