Fizikçiler mümkün olan en basit antiatom olan antihidrojeni kontrol etmek için yeterince zorluk yaşıyorlar. Onlardan antihelyumu (antihelyum gözlenebildi), ardından da antikarbonlardan oluşan organik antimolekülleri ve sonra tüm anti-periyodik tabloyu yapmalarını bekleyebilir miyiz?
Burada problem ise her anti-atom için aynı zamanda atomaltı antiparçacıkların inşa edilmesidir. Örneğin, antidöteryum yapmak istiyorsanız – antihidrojen gibi, ama bir tane antinötron eklenmiş hali – önce antinötronu yapmak zorundasınız. Antinötron nötr olduğundan elektromanyetik alanlar ile geleneksel yollarla yönlendirilmesi imkansız hâle geliyor. Bu nedenle yapılması gereken bunlardan çok sayıda yapmak ve yaptığınız her bir milyon kadar antinötron için, tek bir tane antidöteryumu oluşturması için doğru yerde son bulmasını umut etmektir. “Ve ayrıca eklediğiniz her fazla antinötron ya da antiproton için, bir milyon başka etken kaybedeceksiniz.” diyor CERN’ün antimadde özelliklerini inceleyen deneyi AEGIS’in sözcüsü Michael Doser.
Hiç kimse daha bu problemin farkında değilken, CERN’de bir deney en azından antihidrojen dışında bir şey yapmak için zekice bir kısayoldan yararlanıyordu. Bu deney, “Yavaş Antiprotonlar Kullanarak Atomik Spektroskopi ve Çarpışmaları” isimli bir deneydi ve bir helyum çekirdeğinin etrafında dönen elektronlardan birinin yerini antiprotonun aldığı “antiprotonik helyum” atomlarını meydana getirmişti. Bu kompozit madde-antimadde atomunun yaydığı ışık spektrumu üzerinde çalışarak, antiprotonun elektrik ve manyetik özellikleri büyük bir hassasiyetle ölçülebilir ve normal bir protonla karşılaştırılabilir hâle gelindi bu deneyle.
Herhangi bir şeyi daha karmaşık yapmada ki şansımız için, Oxford Üniversitesi’nde parçacık fizikçisi Frank Close karamsar yaklaşıp “Bu milyarlarca yıl alabilir, kabul edin ya da etmeyin. İnsan ırkının ne kadar süreceğine bağlı.” diyor. Ona göre, anti-periyodik tablonun daha egzotik elementlerini gözlemek için en iyi bahis gökyüzüne bakmak gibi görünüyor ve bir yerlerde antiyıldızların bizim için bu egzotik antimadde elementlerini üretmekle meşgul olduğunu umuyor.
Yazı dizimizi Anti Madde Gizemleri bağlantısından takip edebilirsiniz.
Hazırlayan: Gülcihan Utaş | Kuark Bilim Topluluğu Fizik Çalışma Grubu
*Bu çalışma, Amanda Gefter tarafından 30 Nisan 2009’da NewScientist dergisinde yayınlanan makaleden yararlanılarak hazırlanmıştır. Bir yazı dizisi olarak hazırlanan bu çalışmanın devamı yayınlanmak üzere. Gelişmeleri takip etmek için facebook sayfamız: Kuark.Org – Facebook