Bu yıl gök bilimciler KIC 8462852 yıldızının ışığının gerçekten tuhaf bir şekilde karartılmış olduğunu keşfettiklerinde, bu yıldız ünlü olmuştu. Aynı zamanda, bu yıldızın tuhaf “eğri”liği için hiç kimse açıklama getirememişti. Bunun olması için çeşitli olasılıklar öne sürüldü. Hatta bunlardan biri yıldızın etrafında ışığı engelleyecek kadar büyük bir uzaylı megayapısının varlığıydı.
Yıldıza dair son gözlemlerle birlikte bilim insanları bu durumun en ümit verici açıklamasının yıldız ışığının çarpışmakta olan bir kuyrukluyıldız ailesinin kalıntıları tarafından engelleniyor olduğunu gösterdiler. Ayrıca bu gözlem bulgularını Monthly Notices of the Royal Astronomical Society dergisine de gönderdiler. Buna göre, eksantrik bir yörünge üzerindeki yıldızı kuşatan bir enkaz toz bulutu bizim görüş çizgimize girdiğinde yıldızdan gelen ışığın bazısını engelleyebilirdi. Şimdilerde bu senaryo çok sayıda gök bilimci tarafından da desteklenmektedir.
Eğer Kepler uzay teleskobu kendi Güneş’lerinden enerji toplamak için Dyson Küresi gibi dev bir yapay yapı inşa edebilen galaksimizdeki bir medeniyeti keşfetseydi ben memnun olurdum. Aslında, Samanyolu Galaksisi’nde gelişmiş uzay toplumlarının var olduğuna eminim. Ancak, iyi bir bilim insanın olmanın bir parçası iyi bir şüpheci olmaktır. Bir uzaylı megayapının varlığının anlaşılması için bir sürü varsayım gerekli olmaktadır.
Tozun önemi
KIC 8462852 yıldız sistemi hakkında bilmeye ihtiyaç duyduğumuz anahtar şeylerden biri ışığın uzun dalgaboylarındaki emisyonun miktarıdır. Özellikle de elektromanyetik spektrumun milimetre altı ve milimetre kısmı. Bu ışık yıldız etrafındaki tozun bir işareti olurdu. Çünkü yıldız ışığı bu toza vurdukça ısınacak ve ışığın bu dalgaboyunda parlayacaktır.
Astronomi açısından, toz temel olarak karbon ve silisyumdan oluşan küçük taneler veya parçacıkları ifade eder. Bu malzemeler yıldızların bünyesinde oluşur ve yıldızlar öldüklerinde yıldızlararası boş uzayda dağılırlar. Diğer ağır elementlerle birlikte aslında yeni yıldız sistemlerinin temelini oluştururlar. Biz de Dünya’nın varlığını böyle malzemelere borçluyuz.
Medyada duyduğunuz bu uzaylı megayapılar ile ilgili analizi yürütmek için Milimetrealtı Dizisi ve James Clerk Maxwell Teleskobu’ndan gelen verileri kullandık. Biz yıldız etrafında herhangi bir milimetre veya milimetrealtı emisyon tespit etmedik. Bu burada tozun olmadığı anlamına gelmiyor ama bize tozun miktarı hakkında hassas üst sınırları belirlemeye olanak tanır.
Güneş Sistemi’nin iç kısmında, biz Dünya’nın kütlesinin birkaç milyonda birinden daha az toz olmasını tahmin ediyoruz. Bu bize karartmanın neden olabileceğine dair bir teoriyi elemede yardımcı olur: iki veya daha fazla gezegenin çarpışmasından ortaya çıkan büyük bir enkaz bulutunun şimdi yıldızın yörüngesinde olduğu teorisi. Burada basitçe bu teoriyi destekleyecek kadar yeterli tozun olmadığı görülüyor.
Ancak ışık eğriliğinin analizi bu karartmanın Dünya kütlesinin sadece milyarda biri olan bir toz bulutu ile gerçekleşebileceğini öne sürmektedir. Bu da bizim gözlemlerimiz ile göz ardı edilecek kadar küçük bir miktar değil. Biz bu miktara karşılık olarak yaklaşık 30 Halley Kuyrukluyıldızının çarpışmasıyla ortaya çıkacak toz miktarının eşdeğer olduğunu tahmin ediyoruz. Bu durumda, KIC 8462852 yıldızının tuhaf ışık eğriliğini açıklamak için bu en iyi bahis gibi görünüyor. Ayrıca başka verilerle de desteklenmektedir.
Biz uzaylıları reddedebilir miyiz?
Dyson benzeri bir yapının gözlemlediğimiz uzun dalgaboylarından daha kısa dalgaboylarında yani kızılötesinde parıldıyor olması beklenir. Bunun nedeni, Dyson küresinin sıcaklığının tozun sıcaklığına kıyasla oldukça sıcak olması gerektiğindendir. Aslında, KIC 8462852 yıldızından herhangi bir Dyson küresi benzeri kızılötesi iz diğer verilerde de tespit edilmedi. Ayrıca, radyasyon toplayan megayapının iç yıldız sisteminde yerleştirilmiş olduğu kabul edilirse, bu inşa süreci oldukça fazla enkaz tozunun üretileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Çünkü böyle bir yapıyı inşa etmek çok sayıda küçük gezegeni ve asteroidde kapsamlı madenciliğin yapılmasını gerektirir. Gözlemler sonucunda elde edilen mevcut tozun çok düşük kütlesi göz önüne alındığında, böyle bir durum olası görünmüyor. Yani, eğer bir megayapı bu yıldız etrafında varsa, bu medeniyet megayapıyı inanılmaz bir şekilde düzenli ve temiz inşa etmiş demektir.
Bu makale, TheConversation’da “Notion of alien megastructure blocking light from distant star bites the dust” başlığı ile Hertfordshire Üniversitesi’nde araştırmacı James Geach tarafından yayınlanan makale baz alınarak hazırlanmıştır.
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca