Fizik bölümlerine isteyerek gelen birçok öğrencinin teorik fizik (kuramsal fizik) hakkında okudukları popüler bilim içerikleri sayesinde bu zorlu bölümü tercih ettiğini düşünüyorum. Teorik fizik çalışılması zor olan fizik dallarından biri olsa da, insanların üzerinde en çok merak ettiği sorulara cevap arayan bir bilim dalıdır. Örneğin, “içinde yaşadığımız evrenden sadece bir tane mi var?” sorusunu sadece teorik fizik alanında çalışmalar yaparken sorabilir ve buna cevap arayabilirsiniz. Ancak bu arayış beraberinde zorlukları da getirir. Bu zorlukların neler olabileceğine dair bazı fikirleri hem de bir teorik fizikçi sayesinde öğrenebiliriz. 2006 yılında teorik fizikçi Lee Smolin’in “The Trouble with Physics: The Rise of String Theory, the Fall of a Science, and What Comes Next” isimli tartışmalı kitabında, teorik fizik için çözülemeyen beş büyük problem tanımlamasını yapıyor. Bu problemleri kısaca derlemeye çalıştık:
1) Kuantum kütleçekimi sorunu : Genel görelilik ve kuantum teorisini tek bir teoride birleştirmek teorik fiziğin en büyük problemlerinden biridir. Eğer bu birleştirme gerçekleşirse, doğanın tamamlayıcı teorisi olacağı iddia ediliyor. Kuantum kütleçekimi hem genel görelilik ilkesini hem de parçacık fiziğinin standart modelini kapsayan bir teori oluşturmak için teorik fizik çalışmasıdır. Günümüzde bu iki teori doğanın farklı ölçeklerini tanımlıyor. Aynı zamanda bu teoriler kütleçekim kuvveti (ya da uzay-zamanın eğriliği) gibi sonsuza uzayan anlaşılması zor olan sonuçların üst üste geldiği ölçeği keşfetmek için yapılan girişimleri kapsamaktadır.
2) Kuantum mekaniğinin temel problemleri : Kuantum mekaniğinin temellerindeki problemleri gidermek ise bir diğer teorik fizik problemidir. Bu problemler ya teorinin bu haliyle devam etmesi ya da mantıklı olacak yeni bir teori icat ederek çözülebilir. Kuantum fiziğinin anlaşılması ile ilgili temel sorun altında yatan fiziksel mekanizmaların neler içerdiğidir. Bu kuantum fiziğinde çok sayıda yorumlamaya yol açmıştır: klasik Copenhagen yorumu, Hugh Everette’nin tartışmalı çoklu dünyalar yorumu ve benzerleri… Bu yorumlarda ileri gelen soru kuantum dalga fonksiyonun çökmesine aslında neyin neden olduğudur.
Kuantum alan teorisini çalışan çoğu modern fizikçi bu yorumla ilgili sorunları daha fazla düşünmüyorlar. Eşevresizlik ilkesi çevre ile etkileşmenin kuantum çöküşüne neden olduğunu açıklıyor. Daha önemlisi, fizikçiler denklemleri çözebilmekte, deneyleri gerçekleştirmekte ve temel bir seviyede tam olarak ne olduğunu çözmeden fiziği pratikte kullanabilmektedir. Yani çoğu fizikçi bu tuhaf sorulara yakın olmak istemiyor.
3) Parçacıkların ve kuvvetlerin birleştirilmesi : Değişik parçacık ve kuvvetlerin teoride birleştirilip birleştirilmeyeceğini belirlemek tek, temel bir varlığın tezahürleri olarak bunları açıklayabilir. Fiziğin dört temel kuvveti vardır ve parçacık fiziğin Standard Modeli bu dört temel kuvvetten sadece üçünü içermektedir: elektromanyetizma, güçlü nükleer kuvvet ve zayıf nükleer kuvvet. Kütleçekimi ise Standart Modelin dışında kalmıştır. Bir birleşik alan teorisi içine bu dört kuvveti birleştiren bir teori oluşturmaya çalışmak teorik fizikte önemli bir hedeftir.
Parçacık fiziğin Standart Modeli bir kuantum alan teorisi olduğu için, herhangi bir birleşme bir kuantum alan teorisinde olduğu gibi kütleçekimini kapsamak zorunda olacaktır. Bu da üç problemin çözümünün bir problemin çözümü ile bağlantılı olduğu anlamına gelir. Buna ilaveten, parçacık fiziğinin Standart Modeli çok sayıda farklı parçacığın olduğunu söyler – 18 temel parçacık. Çok sayıda fizikçi doğanın temel bir teorisinin bu parçacıkları birleştiren bir yönteme sahip olması gerektiğini düşünüyorlar, yani onlar daha fazla temel terimlerle tanımlanmalıdır. Örneğin, bu yaklaşımla iyi tanımlanmış sicim teorisi tüm parçacıkların enerji veya sicim temel filamentlerin farklı titreşim modları olduğunu öne sürmektedir.
4) Ayar problemi : Parçacık fiziğin Standart Modeli’ndeki serbest sabitlerin değerlerinin doğada nasıl seçildiğini açıklamak, Smolin’in listesinde dördüncü sırada yer alıyor.
Bir teorik fizik modeli öngörülerde bulunmak için kullanılan matematiksel bir çerçevedir. Ancak belirli parametrelerin ayarlanması gerekir. Parçacık fiziğin Standart Modeli’nde bu parametreler teori tarafından öngörülen 18 parçacık ile temsil edilmektedir. Bu parametrelerin gözlemle ölçülmesi de gerekiyor. Ancak bazı fizikçiler teorinin temel fiziksel ilkelerinin ölçümden bağımsız olarak bu parametreleri belirlemesi gerektiğini düşünüyorlar. Bu da geçmişte yapılan birleşik alan teorisi çalışmalarına olan ilginin ardındaki sebeptir.
Tek bir evrenin var olduğunu nereden biliyoruz? Farklı sayılarda evrenlerin oluştuğu da düşünülebilir. Temel yasalar farklı evrenlerde farklı işliyor da olabilir. Aynı teorinin farklı varyantları, farklı fiziksel parametrelere dayalı teorilerin olduğunu varsayarsak bizim evrenimiz bu olası evrenlerden sadece biri olabilir. Bu durumda, evrenimizin sahip olduğu özelliklerin yaşamın varlığına olanak sağlayacak şekilde ayarlanmış gibi neden göründüğüne dair ortaya bir gizem daha çıkıyor. Bu soru ince ayar problemi olarak adlandırılıyor.
5) Kozmolojik gizemlerin sorunu : Evren hâlâ çok sayıda gizeme sahip ama bu gizemler arasında fizikçileri canını en çok sıkanı karanlık madde ve karanlık enerjiyi açıklamak. Elbette bunun tersini de düşünebilir, eğer bu iki kavram gerçekte yok ise kütleçekiminin büyük ölçeklerde nasıl değiştiğinin belirlemek de başka bir gizem olarak karşımıza çıkacaktır. Bu sorunu genelleştirerek, kozmolojinin karanlık enerji gibi standart model sabitlerinin neden bu değerlere sahip olduğunu açıklamak şeklinde ifade edebiliriz.
Karanlık enerji ve karanlık maddenin varlığı “kütleçekimsel etkiler” yoluyla tespit edilse de doğrudan onları henüz gözlemleyemedik. Bunun üstesinden gelmek için çok sayıda fizikçinin çalıştığını söyleyebiliriz. Ancak bir taraftan da, bazı fizikçiler bu “kütleçekimsel etkileri” tanımlayan alternatif açıklamalar öne sürmektedir. Bu açıklamalar karanlık madde ve karanlık enerjide olduğu gibi yeni bir madde ve enerji türünü gerektirmese de çoğu fizikçi tarafından bu alternatif açıklamalar pek ilgi görmüyor.
Bu problemleri çözmek kolay değil. Ancak geçen yıllar içinde önemli ilerlemeler kaydettiğimizi biliyoruz.
Gökhan Atmaca, Bilim Uzmanı (MSc.)
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Kaynak:
http://physics.about.com/od/physics101thebasics/a/fiveproblems.htm