Elinizi ya da parmağınızı bir kağıt kenarı ile kestiğinizde çok acır değil mi? Aslında derin olmayan ve genellikle küçük olan bu kağıt kesiğinin acısı neden görece fazla olur? Hiç düşündünüz mü?
Bu sorunun cevabını bizim derimizin anatomisi ve kağıt yapraklarının yapısına bir göz atarak açıklayabiliriz. Genellikle kağıt kesiği derimizin nöronlarla dolu olan ellerimiz ve parmaklarımız üzerinde oluşur. Bu nöronların bazıları nosiseptör adı verilen nöronlardır ve potansiyel zararı/incinmeyi algılar. Bu hücreler yüksek sıcaklıklara, sert kimyasallara ve herhangi bir basınca tepki verebilirler. Nosiseptörler elektriksel ve kimyasal sinyalleri bir çağlayan gibi tetikler. Bu sinyaller eninde sonunda beyine ulaşır, incinme hakkında bilgi ulaştırır. Sonuçta beynimiz acıya neden olan incinmeden kaçınmamızı sağlar. Dolayısıyla, bir kağıt kesiği göründüğü kadar temiz değildir. Çünkü bir kağıt kenarı mükemmel derecede pürüzsüz görünüyor olabilir ama mikroskopik seviyede oldukça pürüzlüdür. Kağıt kesiğinin ufak bir parçası bir bıçaktan farksız olmaz ve bizim deri hücrelerimizi yırtar. Kağıt geride kimyasal kaplı parçacıklar, rahatsız edici bir yara bırakır. Bunun yanı sıra, kağıt kesikleri genellikle derin olmadıkları için çok fazla pıhtı ve kan kaybı oluşturmazlar. Bu da zarar gören doku ve nöronların korunmasız kaldığı anlamına gelir. Biz her elimizi oynattığımızda, yara açılıp bükülecek ve buradaki nöronlar da acı duymamıza neden olan sinyalleri beynimize göndermeye devam edecek.
Bu konudan bahsederken Scientific American dergisinin editörü Ferris Jabr’ın youtube’da yer alan videosundan yararlandım. Görsellerle desteklenmiş bu videoyu izlemenizi öneririm.
Kağıt kesiği gibi derin olmayan yaralarımızın neden çok acıdığını elde edilen bilgilerin ışığında sizlerle paylaşmaya çalıştım. Yeni yazılarımızda görüşmek üzere.
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Image: Scientific American