Güneş enerjisi teknolojileri gelişmeye devam ediyor. Nano ölçekteki malzemeler, yüksek verimlilik ve esneklik gibi alanlarda ilerlemeler sayesinde güneş pilleriyle (güneş hücreleri) hiç ummadığımız yerlerde ve biçimlerde karşılaşabiliriz. Güneş enerjisi teknolojisinin ulaştığı bazı şaşırtıcı yerler hakkında bu yazıda kısaca değineceğiz.
Denizde Güneş Enerjisi
Güneş panelleri büyüktür, yani onlar uzun olduklarından dolayı bir yere yerleştirmek için gerçekten bir gayrimenkul bulmanız gerekebilir. Mesela bu, bir ada olabilir! Bir İsviçreli şirket, Neuchatel Gölü üzerinde güneş panellerinden oluşan yüzen bir ada oluşturarak bu sınırlamaya yeni bir yaklaşım sunuyor. Planlanan üç adadan her biri 25 metre çapa sahip ve bu üç ada gelecek 25 yıl için 100 fotovoltaik panele ev sahipliği yapacak. Amaç, güneş pillerinin araştırılması ve geliştirilmesi.
Bu arada, yakıt maliyetlerinin her zaman için artıyor olması nakliye şirketlerini ve diğer gemicilik ile uğraşanları gemiler üzerindeki yoğun Güneş ışınlarından faydalanmak amacıyla Güneş’ten enerji elde etmenin yollarını arıyorlar. 2010 yılında Şanghay’da “Güneş yelkenleri” bunun için en etkileyici kullanım alanlarından biriydi ve bu yelkenlerden beri insanlar daha sert yelkenlerde güneş panelleri ile gemilerini donatmanın yollarını araştırıyorlar. Yeni geliştirilen esnek güneş pilleri teknolojileri sayesinde, bir geminin yüzeylerinin tamamının güneş panelleri ile kaplanacağı gün çok da uzak da olmayabilir. Geçen yıl güneş enerjisi kullanarak tüm dünyayı içeren bir yolculuğu tamamlayan TURANOR PlanetSolar isimli yat, bu yolda atılan adımların uygulamada ne kadar başarılı olduklarını gösterir gibi.
Gökyüzünde Güneş Enerjisi
Solar Impulse ekibinin başlattığı güneş enerjisini yakıt olarak kullanarak Amerika’yı baştan sona yolculuk etme fikri tamamlandıktan sonra 2013 yılı güneş enerjisiyle yapılan hava yolcululuğunda rekor yılı oldu. Çünkü bu yolculuk hava yolculuğunda en uzun süreli güneş enerjisini yakıt olarak kullanılan bir yolculuk oldu.
Elbette ki, güneş enerjisi ile uçmak insansız uçuşlarda çok daha pratik olabilir. Doğal olarak, Silent Falcon UAS Teknolojileri gibi şirketlerin güneş pillerini kullandıkları bu daha hafif insansız hava araçları ile 14 saate kadar havada kalabiliyorlar.
Uzayda Güneş Enerjisi
Carnegie Mellon Üniversitesi’nde araştırmacılar SpaceX roketi ile Ay’a göndermeyi umdukları buz ve suyu aramak amacıyla geliştirilen gezici bir prototip inşa ettiler. Polaris olarak adlandırılan bu araç yüksek Ay enlemlerini keşfetmek için karmaşık olsa da güneş enerjisiyle çalışmaktadır. Bu nedenle, bu gezici araç özel bir yazılımın avantajını kullanacak. Bu yazılım aracın güneş enerjisinden nasıl ve hangi konumlarda en iyi şekilde yararlanabileceğini hesaplamaktadır. Böylece en iyi şekilde güneş enerjisinden yararlanmasıyla Ay’daki kraterlerden ve kutup bölgelerinde suyun izini daha kolay bir şekilde aramış olacak.
Gravity filminde de kısmen gördüğümüz gibi, çok yakın bir gelecekte yörüngemiz neredeyse uzay çöplüğüne dönmüş olacak. Eğer bu çöplüğe karışması beklenen uyduları bir şekilde kurtarmak ve onları yenileyip yükselttikten sonra yörüngeye geri göndermek mümkün olsaydı, güzel olmaz mıydı?
Elbette olurdu! Titan Aerospace şirketinin geliştirdiği güneş enerjisiyle çalışan “atmosferik uydu” Solara’nın ardında yatan konsept de tam olarak bu şekilde. Solara temel olarak gökyüzünün yüksek kesimlerinde 5 yıl kadar parçalanmadan durup yere tek parça halinde dönebilen bir insansız uzay aracıdır. Şimdilik cep telefonu çağrıları için uygun bir rotaya sahip olmasa da, en üst bir atmosferik uydunun yapabileceği herhangi bir şeyi yapabilecek kapasiteye sahip. En azından diğer yörünge araçlarıyla karşılaştığında zamanından önce yok olmuyor!
Son olarak, bir Japon firmasının en iddialı projesinden söz edeceğim. Uydumuz Ay’ın ekvatoru üzerine bir dizi güneş pillerini yerleştirip, bu güneş pillerinin topladığı enerjiyi Dünya’ya laser demeti yoluyla geri gönderilmesi hedefleniyor. Yakın zamanda tamamlanması beklenmiyor ama bu “Ay Halkası” ismi verilen projenin Ay toprakları üzerinde robotlar kullanılarak inşası 30 yıl sürebilir. Bu Japon şirketi Shimizu, bu projeyi gerçekleştirdiğinde, 2035 yılında, 13 bin teraWatt’lık bir enerji üretimini sağlamayı umut ediyor. Bu projenin ayrıntılarına da, “Japonya Ay’dan Dünya’ya Elektrik Üretecek: Ay Halkası Projesi” isimli yazımızdan ulaşabilirsiniz.
Bu yazımızda güneş enerjisinin denizde, gökyüzünde ve uzaydaki olası kullanım alanlarına yönelik birkaç örnek paylaşmış olduk.
Gökhan Atmaca, MSc. twitter.com/kuarkatmaca, facebook.com/anadoluca
Kaynak:
http://www.gizmag.com/surprising-places-solar-panels-sea-sky-space/28328/