Gelişen teknoloji ile kullandığımız aygıtlar değişmektedir. Bu değişime belki de en iyi örneklerden biri cep telefonlarıdır. Neredeyse 5-10 yıl öncesine kadar sadece arama yapabildiğimiz telefonlar şimdilerde akıllı telefonlar olarak tanıtıldı ve bu telefonlar bir bilgisayar ile aynı işlevi yapabilmektedir. Artık günümüzde herkes akıllı telefonları kullanmaya başladı. Türkiye’de cep telefonu kullananların sayısı %88 civarındadır. Bu çok ciddi bir orandır. Akıllı telefonların en güzel yanı internete bağlanabilmesi ve kullanıcıya bütün sanal ağ imkanı sunabilmesidir. Eğer bir ortamda kablosuz ağ alanı (wi-fi) varsa bu ağa bağlanabiliyorsunuz. Daha da önemlisi akıllı telefonlarla kullandığınız GSM operatörüne belirli bir miktar ücret ödeyerek yine internete bağlanabiliyorsunuz. Türkiye’de yaklaşık 67 milyon cep telefonu abonesi bulunmaktadır. Bu kadar abone sayısı varken operatör şirketleri cep telefonlarına nasıl hizmet sağlıyor? Sadece konuşma değil internet hizmetini de dikkate almalıyız.
Çevremizde görüyoruz sürekli, özellikle iş merkezlerinin çatılarında yansıtıcı diye bilinen aslında baz istasyonları bulunmaktadır. Baz istasyonlarının bu kadar çok fazla olması aslında tek nedenle açıklanabilir. Cep telefonu ile ana şebeke arasındaki sinyalin gidiş geliş süresinin kısalması cep telefonu ile konuşurken bir anda aramanın bitmesi gibi nedenleri ortadan kaldırır. Ancak bu kadar hızla yaşam alanlarımıza girmesi ne olduklarını bilmesek bile psikolojik olarak bizi rahatsız etmeye yetebilmektedir. Yemek yediğimiz, alış veriş yaptığımız AVM’lerde, tedavi gördüğümüz hastanelerde ve ibadet ettiğimiz yerlerde fazlasıyla bulunmaktadır. Daha ilginci yaklaşık 2-3 yıldır, oturduğumuz apartmanların da çatılarında baz istasyonlarını görmekteyiz. Peki bu baz istasyonları hakkında ne kadar bir bilgiye sahibiz?
Baz istasyonu, illerde ve ilçelerde bulunan ana hatlar ile abonelerin kullandığı cep telefonları arasındaki iletişimi sağlar. Bu iletişim çift yönlüdür, sinyalleri alır ve verir. Dolayısıyla radyolarda tek anten bulunur sadece sinyalleri almak için ama baz istasyonları böyle değildir. Bilindiği üzere cep telefonları herhangi bir arama, web hizmeti, SMS gibi hizmetler için RF (radyo frekans) dalgaları kullanır. Cep telefonundan yapılacak hizmet için RF sinyali yakınlardaki baz istasyonuna ulaşır ve baz istasyonu bu sinyali ana şebekeye gönderir. Daha sonrasında bu işlem terse dönerek tekrar cep telefonuna sinyal gelerek istenilen hizmet sağlanmış olur. Baz istasyonları bu aracılığı sağlamakla görevlidir. Kullanıcıya sağlanan bu hizmetin, en üst seviyede olması için cep telefonu ile ana şebeke arasındaki baz istasyonu sayısının, çok ve çeşitli bölgelerde olması gerekir.
Baz istasyonları GSM-900, GSM-1800 ve GSM-1900 sistemleri üzerinden çalışmaktadır. Bu sistemler 900 MHz, 1800MHz ve 1900 MHz bant genişliğinde yayın yapmaktadır. 1800 MHz ve 1900 MHz bant genişliklerinde daha fazla veri aktarma bulunmaktadır. Ancak nispeten daha yavaş veri aktarım hızı vardır. Bu yüzden operatör firmaları bu frekanslarda daha çok baz istasyonu bulunmasını önermişler ve uygulamışlardır. 1900 MHz frekansı özellikle 3G teknolojisi için kullanılır.
Baz istasyonları gönderdikleri sinyal ile bir alan oluştururlar bu alana veya ağa, hücresel alan ya da hücresel ağ denir. Bu hücresel ağlar sayesinde insanlar cep telefonu ile iletişim kurabilmektedirler. Oluşturulan her bir hücresel ağın belirli bir kapasitesi vardır. Dolayısıyla sadece bir hücresel ağ ile tek bir bölgeyi kontrol etmek oldukça zordur. Bu yüzden bir bölgede yüz ölçümüne bağlı olarak çok sayıda baz istasyonu bulunmaktadır. Çevresel şartlar düşünüldüğünde baz istasyonu ile ana şebeke direkt olarak birbiri ile iletişime geçmelidir. Bu yüzden baz istasyonları için yüksek yerler tercih edilir.
Baz istasyonları ve cep telefonları iyonlaştırıcı olmayan radyasyon grubundadır. Vücuda zarar veren radyasyon ise nükleer radyasyon olup iyonlaştırıcı radyasyondur. Ancak şunu bilmeliyiz ki bu şekilde vücut ısımız arttığı zaman kanser gibi tehlikeli hastalıkların temeli atılmaktadır. Bu yüzden Baz istasyonlarındaki radyasyonun değeri belirlenen limit radyasyon değerinin altında olmadır.
Bizim çevremizde bulunan baz istasyonlarının bu verilen değerlerde olduğunu bilmemiz için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) yeni bir çalışma başlatarak çevredeki baz istasyonlarının Tablo1’de verilen değerlerle uyumlu olup olmadığı ve çevrenizde bulunan size en yakın baz istasyonu https://www.turkiye.gov.tr/baz-istasyonlari adresinden öğrenilebilir. Bu sayede o baz istasyonunun ölçüm sonuçlarını bulabilirsiniz. Eğer sonuçlarda sınır değerlerin üstünde bir değer gördüğünüzde şikayette bulunarak tekrar ölçüm yaptırabilirsiniz. Eğer bir farkındalık yaratmak istiyorsak ilk önce kendimiz başlamalıyız.
Polat Narin, BSc.
Nanoölçek Aygıtlar ve Taşıyıcı İletimi Grubu
Kuark Moleküler NanoBilim Araştırma Grubu
Kaynaklar:
- http://tr.wikipedia.org/wiki/Baz_istasyonu
- http://www.tk.gov.tr/sayfa.php?ID=261
- http://www.biltek.tubitak.gov.tr/sandik/gsm.pdf
- http://www.vodafone.com.tr/VodafoneHakkinda/kurumsal_sorumluluk_CepTelSaglikZararlimidir.php
- http://www.btk.gov.tr/tuketici/emd/index.php