Adelaide Üniversitesi araştırmacılar kömürle çalışan elektrik santrallerinden gelen karbon dioksit emisyonlarını azaltmada yardımcı olabilecek yeni bir nanomalzeme geliştirdiler.
Amerikan Kimya Derneği’nin dergisinde tanımlanan bu yeni nanomalzeme kömürle çalışan elektrik santralleri tarafından salınan atık gazın önemli bir bileşeni olan karbondioksit sera gazını azottan verimli olarak ayırmaktadır. Bu karbondioksitin atmosfere salınmasından önce depolanarak ayrılmasına olanak sağlayacak.
Karbondioksitin atmosfere salınmaması neden önemli? Çünkü bu sera gazı atmosferde küresel ısınma olarak bilinen etkiden sorumlu ve atmosferin bu denli ısınmasından sorumludur. Bu ısınmanın da küresel iklim değişikliği ile beraber mavi gezegenimiz üzerinden pek çok yıkıcı etkiye neden olması öngörülüyor.

İngiltere’deki kömürle çalışan elektrik santralleri. Photograph: David Sillitoe/Guardian
Dünya’daki karbondioksit emisyonlarının önemli bir miktarı kömürle çalışan elektrik santrallerinden geldiği bilinmektedir. Bu yeni nanomalzeme sayesinde ise karbon dioksit emisyonlarının bu önemli kaynağının etkisinin azaltılması hedeflenmektedir. Avustralya gibi enerji üretiminin hâlâ kömürle çalışan elektrik santrallerinden geldiği ülkelerde yeni nesil temiz enerji kaynaklarına geçiş oldukça pahalı olacağından kolay değildir. Bu nedenle bu tür elektrik santrallerinin oluşturduğu yan etkileri azaltmaya yönelik çalışmalar hâli hazırda devam etmektedir. Bu araştırmalardan biri olan Adelaide Üniversitesi araştırmacılarının çalışmalarının odağı bu kömürle çalışan elektrik santrallerinin baca gazı karışımından karbondioksiti kaldırmak üzerinedir.
Bu yeni nanomalzeme aslında bir tür yeni emici bir malzemedir ve bu üretilen emici malzemeyi “metal-organik çerçeve” olarak adlandırıyorlar. Metal-organik çerçevenin en önemli özelliği ise azottan karbondioksiti ayırmak için “olağanüstü seçicili”ğe sahip olmasıdır.
Azottan karbondioksiti ayırmak için başka teknikler de vardır aslında, yani bu yeni bir şey değil ama bu teknikler oldukça pahalıdır. Bu malzeme ise enerji verimliliğinin daha fazla olma potansiyeline sahiptir. Aynı zamanda yeniden kullanımı da kolaydır.
Nanoteknolojinin sağladığı yeni olanaklarla Endüstri Devrimi’nden bu yana değiştirdiğimiz mavi gezegenimizi koruma yolunda belki biraz daha etkin olabiliriz.
Bu çalışma ile ilgili makaleye şu sayfadan ulaşabilirsiniz: pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/ja4032049
Gökhan Atmaca, MSc. twitter.com/kuarkatmaca | facebook.com/anadoluca
Kaynak: http://phys.org/news/2013-07-nanomaterial-co2-emissions.html
-> Küresel İklim Değişikliği ile Mücadelede Nanoteknoloji isimli yazımız belki ilginizi çekebilir: http://www.kuark.org/2012/08/kuresel-iklim-degisikligi-ile-mucadelede-nanoteknoloji/