Bilim ve teknolojide her geçen gün yeni gelişmelere tanıklık ediyoruz. Bu gelişmelerin çoğu ise gelecekteki günlük yaşantımızı büyük ölçüde değiştirecek nitelikte. Bu haberde, 150 yıl sonra Dünya’da neler olacağına ilişkin bilgileri Discovery News tarafından derlenen NTV tarafından Türkçeye aktarılan haberi kaynak alarak vermeye çalışacağım. Haberin kaynağında yer alan bilgilerde günümüzden 150 yıl sonrası anlatılırken, ek olarak Dünya’nın 150 yıl sonraki yaşantısının günümüzdeki ilk ışıltılarını inceleyeceğiz.
İnsanların yaşam ömrü tıp ve teknoloji geliştikçe her on yılda bir artmaya devam ediyor. Bilim kurgu fimlerinde tanık olduğumuz sahneleri gerçeğe dönüştürmeye başlayan dijital teknolojiler, insanların kilometrelerce uzunluğundaki gökdelenlerde yaşayacağı, havada ve karada gidebilen araçlara binecekleri, hastalanmayacakları bir geleceğe giden yolda ilk gelişmeler olabilir mi? Bilim insanları, dünyanın 2163 yılında nasıl bir yer haline geleceğini tartıştı.
Bu tartışmalar farklı bilim ve teknoloji alanlarında ele alınmış.
Tıp
Gelecekte insanlar doğumdan önceki tedaviler sayesinde 150 yıl yaşayabilir. Gelişen gen terapisi, doğum öncesinde mitokondriyal hastalıkları ortadan kaldıracak. Bir yüzyıl sonra, insanları kansere veya Alzheimer gibi hastalıklara yakalanmayacak. Gelişen kök hücresi tedaviler, insanların ‘yenileme’ özelliği kazanmasına, kaybettikleri kol ve bacakların yanı sıra organlarını yenilemelerini sağlayacak. Damarlarımızda dolaşacak nano makineler, tespit ettikleri hastalıkları yok edecek, hücre ve doku bozukluklarını onaracak.
Nanoteknolojinin tıp için nanokürelerle ilaç salımından, doku yapılanmasına, teşhis ve tedavi amaçlı nanorobotlara kadar pek çok uygulama sunuyor. Bunların hepsi gelişmekte olan bilimsel araştırmalar ve 150 yıl içinde hayatımızda köklü değişiklikler yapmaları muhtemeldir. Bununla ilgili olarak Nanotıp ve Nanoteknoloji isimli yazımızı inceleyebilirsiniz.
Robotlar
Robot teknolojisi geliştikçe, insanların iş bulma imkanı da tehdit altına giriyor. Peki, insan ömrünün 100 yıla ulaşacağı gelecekte, bu kadar uzun süre insanlar çalışmayacaksa ne yapacak? Futurist.com sitesinin kurucusu Glen Heimstra, “Eğer gıda ve ürünlerin üretilmesinde insanlar çok az yer alacaksa, o zaman hizmetler üzerinde odaklanma artacak” diyor.
Hizmet sektörü patlama yaşayabilir. Özellikle de eğlence sektörü, robotlar sayesinde boş zamanı artacak insanların taleplerini karşılamaya çalışacak. Peki, kapitalizm makinesini ayakta tutan mekanizma ne olacak?
Robotlarla ilgili olarak günümüzden geleceğe ışık tutacak şu gelişmeyi mutlaka okumalısınız: Bilim Kurgu Gerçeğe Dönüşüyor Biyonik Kollar . Ayrıca robotlar uzay araştırmalarında da önemli bir yere sahiptirler. Bunun için Mars’taki keşif görevlerine bakmak yeterli:
Enerji
Fotovoltaik teknoloji geliştikçe, güneş enerjisi geleneksel enerji kaynaklarını daha da fazla zorluyor. Ancak petrolün alternatifi olan başka seçenekler de mevcut. Nükleer santralleri daha güvenli inşa etmek ve nükleer atıktan kurtulmanın yollarını geliştirmenin yanı sıra, tıpkı Güneş’teki tepkimeler gibi enerji üretecek füzyon reaktörleri de tasarım aşamasında.
Bu reaktörler, yüksek seviyeli radyasyon olmadan çok yüksek miktarlarda enerji üretilmesine imkan verecek. Dahası, Dünya’nın alt yörüngesine gönderilmesi planlanan solar-uydular, yörüngeden Dünya’ya enerji ışınları yollayacak. Kısaca, gelecekte fosil yakıtlardan kurtulmak sanıldığından daha kolay olabilir.
Enerji ile ilgili olarak bugün geliştirilmekte olan ama gelecekte günlük yaşamın bir parçası olacak uygulamalardan bazıları şunlar olabilir:
- Nükleer pil
- Yakıt hücreleri
- Nanotel güneş hücreleri
- Hidrojen enerjisi
- Yapay fotosentez sistemleri
- Pencerelerden elektrik üreten şeffaf güneş pilleri
- Biyoyakıt ile enerji üretimi
- .. ve daha bir çokları ile geleceğin enerji dünyası bugünden inşa ediliyor ve tasarlanıyor…
Şehirler
Eğer atmosfere bugün olduğu kadar karbondioksit yaymaya devam edersek, sıcaklık gelecek yüzyılda 3-5 derece yükselebilir. NASA’nın Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nde iklimbilimci olan Gavin Schmidt, ‘deniz seviyesinin yaklaşık 1 metre yükselmesini beklediklerini’ belirtti. Schmidt, “Bu durum her yerin Venedik gibi bir görünüm kazanması demek” derken, sel ve fırtınaların neden olacağı sonuçlara işaret etti.
Deniz seviyesinin 1 metre ve üzerinde yükselmesi, ABD’nin New Orleans kentinin yanı sıra, Hollanda ve Bangladeş gibi ülkeleri de sular altında bırakabilir. Çin’in büyümekte olan Guangdong ve Shenzhen kentleri de tehdit altındaki şehirlerden sadece birkaçı.
Küresel iklim değişikliğinin oluşturacağı bu etkilere karşın nanoteknoloji gibi yeni gelişen bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemeler sayesinde belki yüzyıllar önce endüstri devrimi ile tetiklediğimiz küresel ısınmanın önüne geçebiliriz. Bu olasılık düşük olsa da Küresel İklim Değişikliği ile Mücadelede Nanoteknoloji başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz daha fazla bilgi için.
Biyoçeşitlilik
İnsanların Dünya’da sürekli artan faaliyetleri hem yaşam alanlarının azalması, hem de binlerce canlı türünün tehdit altına girmesi demek. Gelecek, 65 milyon yıl öncesindeki Kretase Çağı’ndan bu yana en büyük canlı türü imhasıyla karşılaşabilir. ABD’nin California Üniversitesi’nden biyolog Anthony Barnosky, ‘300 yıl içinde Dünya’da yaşayan memeli türlerinin yüzde 75’inin yok olabileceğini’ belirtti.
Kısaca, gelecekte 150 yıl yaşayacak biri ömrü boyunca fil, kaplan, şempanze gibi hayvanları görmeyebilir. Arizona State Üniversitesi’nden biyolog Quentin Wheeler ise ‘bitki türlerinin en az yüzde 20’sinin tehdit altında olduğunu’ belirterek, “Hawaii’ye bir bakın… Torunlarımız bugün turistleri en çok çeken çiçekleri görmeyebilir” dedi.
İnsan Beyni
Yüzyıl sonra, klavye ile yazı yazmak kuş tüyü kalemlerle parşömene yazı yazmak kadar eski bir yöntem olarak kabul edilecek. İnsanlar, konuşmalarının sanal ekranlar üzerinde belirmesiyle değil, doğrudan beyinleriyle bilgisayarlara bağlanarak yazı yazabilecek.
Pennsylvania Üniversitesi Beyin Hasarı ve Tedavi Merkezi’nden sinirbilimci Douglas Smith, gelecekte bir ‘ıslak bağlantı’ sayesinde mühendislikten geçen sinirlerin bilgisayardaki gibi organik materyallere bağlanabileceğini belirti. Bu tür bir arayüz, insanların doğrudan görsel klavyeleri kontrol etmesine imkan tanıyacak. Smith, “Sadece bir sinir dürtüsüyle internette gezineceğiz” dedi.
Makineler
Süperbilgisayarlar her yıl işlem kapasitelerini artırıyor. Çin’in Tianhe-2 süperbilgisayarı, geçtiğimiz ay dünyanın bir numaralı bilgisayarı oldu. Tianhe-2, saniyede 33,860 trilyon hesaplama yapabiliyor. Peki, insanlar ne zaman beyinlerini bilgisayarlara aktaracak? Bu çalışma Rus milyarder Dimitri Istkov’un 100 kişilik bilim insanı ekibiyle yürütülüyor. Amaç, 2045’te insan zihnini dijital ortama aktarabilmek ve ölümsüzlük kazanmak.
Uzay Kolonileri
Dünya’nın ardından insana neresi ev olacak? Ay, Mars, Titan veya yörüngemize yakın zararsız bir asteroit? Apollo programlarıyla 1960’larda hız kazanan uzay keşfi, özel şirketlerin desteklediği yörünge altı projeler ve kargo taşımacılığıyla giderek hız kazanıyor. Gelişen roket teknolojisi, bir gün nükleer güçlü roketlerin inşa edilmesiyle insanları Mars’a taşıyabilir.
Dahası, Dünya için son derece önemli madenler içeren asteroitlerde madencilik yapılması, insanlığın ömrünü uzatmak için gereken bir diğer önemli adım olacak. Sadece 50 yıl sonra, Ay veya Mars’tan Skype ile Dünya ile chat bile yapabiliriz?
Dünya Dışı Varlıklar
Sadece Samanyolu’nda Dünya benzeri 100 milyar gezegen olduğu tahmin ediliyor. Bu gezegenlerin sadece 10’da 1, yıldızlarının yaşanabilir bölgesinde yer alırsa, su bulunduran, yani yaşama olanak veren gezegen sayısı en az 10 milyar civarında olacak. California Üniversitesi’nden gökbilimci olan Andrew Siemion, “Gelecek 25-50 yıl içinde, gökyüzündeki elektromanyetik spektrumları çok geniş açıdanm gözlemleyebileceğiz” diyor.
Siemion, “Anında yapılacak analizler sayesinde, 150 yıl içinde uzaklarda bir yerde Dünya dışı yaşam bulacağız” derken, ‘Güneş Sistemi’ne kurulacak donanımlarla uzaylı arayacaklarını ve yeni teknoloji ürünü radyo teleskopların her açıdan, Uzay’ın her köşesine sinyal göndereceğini, gelenleri yakalayacağını’ belirtti. Kısaca, radyo veya televizyon kullanan bir ‘E.T’ varsa, sinyallerini yakalama şansımız çok daha yüksek olacak.
Bu konuda ise İngiliz Fizikçi Stephen Hawking’in “Gelişmiş uygarlıklar tarafından göz ardı edildik.” demecinin ayrıntılarını incelemekte fayda var.
Farklı Kişilikler
Giderek yaygınlaşan sosyal ağlar, insanların giderek etkileşimlerinin arttığı bir ağ yapısı kuruyor. Güvenlik kameraları her tarafımızı sarmış durumdayken, Google ve Facebook tüm bilgilerimizi topluyor. İnsanlar, bu durumda farklı kişiliklere bürünerek, dijital dünyada birden fazla kimlikle yaşamaya başlayabilir.
Peki, sosyal ağlar gerçekten hayatımızı kontrol ediyor mu? Towson Üniversitesi’nde antropoloji profesörü olan Samuel Collins, “Gizliliğin tüm konsepti sürekli yeniden pazarlık yapmaya dayanıyor” diyor. İnsanlar sürekli bilgi parçalarını kontrol etmek ve bu konuda yardım almak ihtiyacı duyuyor, insanları takip etmek ise giderek kolaylaşıyor. Collins, “Çoktan George Orwell’in bahsettiği dönemdeyiz… Bundan sonra ne olacağını düşünmemiz lazım” yorumunda bulunuyor.
Aslında daha bir çok alanda yapılan bir çok bilimsel araştırmalar ya da teknolojik ilerlemeler bu yazıya konu edilebilir. Tüm dünyada sayısı belki de milyonları bulan bilim insanları, teknoloji geliştiricileri, tasarımcılar, inovasyon yapanlar adeta bir arı kovanındaki işçi arılar gibi çalışarak geleceği şekillendiriyor, tasarlıyor ve inşa ediyorlar. Gelecek ile ilgili merak ettiklerinizi Patrick Dixon’un “Gelecek 100 Yıl” isimli kitapta bir ölçüde bulabilirsiniz. KBT Bilim Sitesi’nde ise bu gelişmelerin çok azını yansıtabilsek de en azından bir kısmını zamanımız el verdiğince sizlere aktarmaya devam edeceğiz.
Gökhan Atmaca, MSc. twitter.com/kuarkatmaca