Dün insanlık tarihinin önemli anlarından birini daha yaşadık. Öncelikle Kuark Bilim Topluluğu Bilim Sitesi’nde 12 Kasım günü bu anı bizimle birlikte takip etmeyi seçen yüzlerce okuyucumuza teşekkür ederiz. 12 Kasım’da 67P kuyrukluyıldızının yörüngesinde bulunan Rosetta uydusundan Philae ilk olarak ayrıldı, bu Türkiye saati ile 11:00 gibi gerçekleşti. Ardından uzun süren serbest düşüş süreci saat 18:00’a kadar sürdü. Saatler 18:05’i gösterdiğinde Philae sondasının kuyrukluyıldıza “ilk dokunuşu”nun gerçekleştiği haberini aldık. 18:09’da ESA yetkilisi resmen bu durumu onayladı. Saat 20:30’da ise Rosetta uydusu 67P’nin 3 kilometre yukarısından bir fotoğraf paylaştı. Philae sondasından da kuyrukluyıldızın yüzeyine ait fotoğraflar göndermesi bekleniyordu ancak sondanın kuyrukluyıldıza bağlı kalmasını, tutunmasını sağlayacak “zıpkın”lardan birkaçı ateşlenmedi ve yeterince kararlı bir şekilde kuyrukluyıldıza tam olarak oturmamıştı. ESA çalışanları bunun üzerinde uzun bir süre çabaladılar. 13 Kasım sabahı gördük ki, bu sıkıntıya rağmen ilk fotoğraflar alınmaya başlanmıştı. İşte o ilk fotoğraf:
Bu muazzam bir şey, 4.6 milyar yıl yaşında olan bir kuyrukluyıldızın üzerine ilk kez bir insan yapımı araç inmiş oldu. Yukarıda yüzeyini çok yakından gördüğümüz bu kuyrukluyıldıza ulaşmak için 6 milyar kilometreyi 10 yılda kateden Rosetta uydusu ve haliyle Philae sondası şimdi Dünya’dan yaklaşık 514 milyon kilometre uzakta. Sadece 28 dakika 28 saniyelik bir gecikme ile iletişim kurabiliyoruz. Üzerlerinde bulunan deney aletleri ile bu gezgin gökcisminin kimyasal ve yapısal özelliklerini anlamayı başarabileceğiz. Bu araştırmalar, Dünya’daki suyun kökenine, karbon moleküllerinin nereden geldiğine dair bazı teorilerin doğru ya da yanlış olup olmadığının belirlenmesine önemli katkılar sağlayacak. Bazı teoriler bu su ve karbonun Dünya’nın ilk oluşum zamanlarında gezegenimize çarpan kuyrukluyıldızlardan gelebileceği fikrini öne sürüyordu. Bunu en iyi şekilde incelemek için yapılacak şey o zamanlardan kalma bir kuyrukluyıldızının yapısını “doğrudan” ele alabilmekti. Şimdi orada Philae sondası elimiz kolumuz gibi. Üstelik bu gelişme sadece teorilerin doğruluğunu araştırmak için değil yeni projelerin yeni ufukların da önünü açacaktır. Düşünün ki, 1990’lı yılların ortasında başlayan bu proje 2004’te uzaya fırlatıldı ve günümüzdeki teknolojiyi kıyasladığımızda teknolojik imkanlar açısından çok daha ilerideyiz. Bu projeden edinilen tecrübeler ve bu ileri teknoloji ile insanoğlu çok daha karmaşık projelerin üstesinden gelebilir. Maliyeti de o kadar çok büyük değil. 20 yıllık bir süreçte bu projeye harcanan para Avrupa vatandaşlarından kişi başı sadece 15 Türk Lirasına denk gelen bir bütçe ile karşılanmış. 20 yıl gibi bir zamanda toplam kişi başı sadece 15 TL düşüyor. Bir hafta sonu Interstellar filmini izlemek de 15 TL. Bilim insanları olarak bizlerin siyasetçileri, ülkeyi yönetenleri ve bürokratları daha fazla sıkıştırmamız gerektiği anlamına geliyor bu. Onları projelere boğmalıyız, çoğuna hayır diyebilirler ama içlerinden muhakkak tamam demek zorunda kalacak projeler olacaktır. Türk Fizik Derneği, Türk Astronomi Derneği gibi meslek ya da sivil toplum örgütleri Türk Hava Kurumu Üniversitesi ve diğer üniversitelerle birlikte hareket ederek bir Türk Uzay Ajansı’nın kurulması için baskı yapmaları, kamuoyu oluşturmaları gerekli bence hatta birliktelikler oluşturarak teklifler geliştirmeli. Türk Uzay Ajansı gibi bilimsel çalışmaları planlayan organizasyonlar tek bir kurumun bünyesinde kalmamalı. Siyaset yapanlar, bürokratlar Türk Uzay Ajansı’ndan bahsediyor olabilirler ama bu konuları esas konuşacak insanlar bilim insanlarıdır. Kamuoyu oluşturmak için, insanları bu konuda bilinçlendirmek için hocalarımızın daha aktif olması gerekir belki de. Sonuç olarak Google’da Türk Uzay Ajansı diye arattığınızda bir akademisyenin düşüncelerinden çok bir siyasetçinin demeçlerini görüyoruz. Bu yanlış, bu eksik. Bu mesele neden önemli? ESA, NASA gibi uzay politikalarını ve projelerini yöneten ayrı bir organizasyona ihtiyaç var; bu tür projeler için. Yapılmış olan yeni Cumhurbaşkanlığı sarayının yapım masraflarından biraz daha fazla bütçeye sahip olan bu Rosetta projesi gibi projeler neden olmasın? İtibar, iş, istihdam, geleceğe daha fazla umutla bakan insanlar, kendi teknolojik gelişimine kendi katkıda bulunan bir ülke.
Philae ve Rosetta’dan gelen bugüne ait yeni 67P kuyrukluyıldızı görüntülerini aşağıdaki gibi derledim.
Son olarak 12 Kasım’da Philae sondasının ayrılışına ait görüntülerin birleştirilerek elde edilen hareketli animasyonu paylaşmak istiyorum,
Şu an önümüzdeki birkaç gün ana problemlerden biri de batarya durumu. Güneş enerjisinden ne kadar çok faydalanabilirse o kadar uzun süreli ve sağlıklı bir çalışma zamanı elde edilmiş olacak. Birkaç güne yeni haberler gelir, yeni gelişmelerde görüşmek üzere…
Gökhan Atmaca, MSc.
Takip: twitter.com/kuarkatmaca
İletişim: facebook.com/anadoluca
Kaynak:
http://www.esa.int/Our_Activities/Space_Science/Rosetta