Düşünün ki bir profesör, sıradan bir profesör değil, eğer tanıyorsanız bildiğiniz sinirbilimcilerden değil, o eksantrik bir sinirbilimci. Paranoyak şizofreniye sahip FBI’ya yardım eden bir bilim insanı sınıfın ortasında öğrencilerine karşı ders anlatırken, “Gerçeklik nedir?” diye soruyor ve sınıftan bir öğrencisi “gözle görülebilir evren” diye yanıtlıyor, beğenmiyor; bir başkası “Gerçeklik düşlediğimiz ya da fantazi kurduğumuz ya da belki halisünasyon gördüğümüz şeyin aksine görüp duyduğumuzdur.” diye yanıtlarken halisünasyonda duruyor ve ekliyor,
“Gerçeklik hayalgücünüzün bir ürünüdür. Aranızdan hanginiz korkutucu bir kabustan uyanıp ‘Tanrıya şükür, sadece bir rüyaymış’ diye düşünmedi? Bunun sebebi rüya gördüğümüzde ya da fantazi kurduğumuzda ya da halüsinasyon gördüğümüzde nörokimyasal dürtülerin yükselmesinin, kafamız içinde olanlarla gerçekte yaşadığımızı ayırt edemememize sebep olmasıdır. Yani… Ya yanlış algılıyorsak? Neyin gerçek olup olmadığını nasıl bilebiliriz?”
Evet bu yazıda üzerine bahsedeceğim paranoyak şizofreni sinirbilimcinin yaşadıklarını konu alan Perception adlı bir dizinin odaklandığı şey bu, “Neyin gerçek olup olmadığını nasıl bilebiliriz?”. Bu yazıyı hazırlarken dizinin 4.bölümü yayınlanmış durumdaydı ve bu 4 bölümde sürekli olarak gerçeği ayırt etmenin peşindeyiz. Bu süreç ise eğer Sherlock Holmes ve Akıl Oyunları filmlerine aşina iseniz gerçekten zevkli ve izlemeye değer.
Dizinin ana karakteri bahsettiğim bilim insanı Dr. Daniel Pierce, insan zihninin nasıl çalıştığını anlayan ve insan davranışları hakkında bilgiye sahip olan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca bazı düzenleri görebilirken insanların geçmişteki duygularına ait bugüne dair izdüşümleri görebilmeye yönelik esrarengiz bir yeteneğe sahip. Bunlara bir de şizofrenik halleri, tuhaf kişiliği eklenince Perception dizisi izlenir bir hâl alırken, yaz aylarının kalan zamanlarını değerlendirmede bir seçenek olarak görülebilir.
Halüsinasyonları ve paranoyak sanrıları ile bir taraftan mücadele ederken Dr. Pierce FBI’ya da bazı sinirbilim içeren bazı suçlara ait olaylarda yardım ediyor. İlginç olan ise bu olaylarda hayatı için sorun teşkil eden mücadele ettiği halüsinasyonları olayları çözmesinde büyük rol oynuyor. Sanki halüsinasyonları ile düşünüyor gibi. İşte bu yüzden Perception dizisinin odağında “neyin gerçek olup olmadığını ayırt etmek” yatıyor.
Halüsinasyonları ile mücadele ederken kimliğe de değiniyor, kim olduğumuza? İşte yine bir dersteki konuşması
“Walt Whitman ‘Kalabalıktan oluşuyorum’u yazdı. Meğerse sandığından daha haklıymış. Kişiliğimiz gerçekte kulaklarımızın arasında çalışan kürenin içindeki birkaç sinir ağının birleşiminden oluşur. Yani, eğer kafatasınızın içinde dolaşan farklı versiyonlarınız varsa, hangisi gerçekten sizsiniz? Haftada bir kez çalan bir baş gitarist misiniz?
Yoksa sabah dokuz akşam beş mi? Sizi gerçekten tanımlayan? O kişiliklerden biri kendini adamış bir eş olabilir mi? Ve diğeri ise yalancı, hırsız ve kontrolden çıkmış bir bağımlı mı?
Aşkı arzulayabilir misiniz?
Ama yine de genetik ve çevreden lanetlenip her zaman olduğunuz şerefsizin teki mi olursunuz? Hatta kendinizle ilgili bir şeyi gerçekten değiştirseniz bile yüzünüzü…adınızı…yaşadığınız yeri. Farklı hissedebilirsiniz. Hatta kısa bir süreliğine insanları kandırabilirsiniz bile. Ama olduğunuz kişiyi gerçekten değiştirebilir misiniz?”
Bir TNT yapımı olan Perception dizisinde Dr. Pierce’in kendi kendine konuşmalarını, halüsinasyonlarını, dinlediği müzikleri ve yaşadığımız evreni algıladığımız zihnimize olan yolculuğunu izleyebilirsiniz. Her pazartesi ABD’de yayınlanırken, salı günleri divxplanet’ten Türkçe alt yazısını takip edebilirsiniz.
Gökhan Atmaca – twitter.com/kuarkatmaca